1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
916
Okunma
Fem teninde yansıyan şualar gibi değip geçti yıllar
Yıllardır; insana adı konmamış güzellikleri bir alaca aydınlık gibi üzerine çalar ve kaçar
Neydi,neredeydi dercesine bir sorguya sürükler içimdeki yıpranmışlıklar
Karşımdaki akis’e ve de insanı acıya sevk eden bir bahis’e tanıklık eden aynalar
Kime ne denebilirdi gidene dur diyemedikten sonra vicdanı saran pişmanlıklar
Özlediğim güzellikleri yakalayamamanın eseridir manevi kırgınlıklar
Savaşmadan teslim olmamaktı son sözü söyleyene kadar
Doğruyu, dürüstü oynamakmıydı önemli olan kendi doğrularını belirleyene kadar..
01.02.2009 Eskişehir