6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1906
Okunma

“-çıranın suyu diş enginine ,
kekik yağı domatizmaya
tosbağanın eti kansızlığa
ardıç gıliği ne bileyin neye,
neye
neye
karpız mide fesadına,
canavar eti her derde deva
saksağanın eti altını ıslatan çocuklara”
eyi gelirmiş.
babam Almanya da bile
ne ilaçlar sürdüyse
kelliği önleyememiş
orada biri tavsiye etmiş
Derviş Emmi keler vurup getirdi ona
bir-kaç saat kor ateşte yaktık,
yanacak gibi değil
külünü gazyağıyla karıştırdık
bir gece de olsa dayanılacak değil
her yer gazyağı kokusu
sabah erkenden şampuanlarla yundu
Üsük Dedenin gözlüğünün tersiyle
bakıldı yok!
“İbiş’de böyüteç var”ımış dediler
tez elden getirildi
kılı kırk yararcasına baktık,
(başka tarafta epey uğraştık
o gış gıyamet de; Güneşten kiyat yaktık)
“-ulee valla” deye
önce umut verenler oldu
babamın elinde
Habba Gelin’in getirdiği
büyüteçli ayna
narasın
bizimki nafile marak, bir gecede
saç fışkıracak değil ya!
bence
“insan olduğu hali kabullenmeli”ydi
üstelik babamın kafası dımdızlak da değildi
ama o tavsiye edilen su için
abimi Bursa İnegöl’e
olmadı her ihtimale karşı
Manisa Sarıgöl’e de gönderdi
vallahi-billahi
"-baba insan olduğu hali kabullense
daha kolay değil mi
bilmem nerden getirilen
bir-kaç yudum su
burada saç bitirir mi”
(dedim demez olaydım,)
o bir gecede kelini giderecek
gazyağlı keler külünden
medet uman
abimle İnegöllerden,
Sarıgöllerden su getirterek,
ne çilelere, ne meşakkatlere katlanan
otlar kaynatıp, kocakarı ilaçları içerek
sadece tepesinde bir tutamcık “saç”ı olsun
ümidindeki insan
ellisini çoktan geçmiş babam
bir-kaç saç çıkar umuduyla
olmadık çabalar içinde
zerre kadar da olsa umutlu
bir acabanın peşinde
ama aslında hemen (ben hariç) herkes
muhabbet derdinde
kimsenin öyle bir beklentisi yok,
herkese muhabbet gerek
gözkırpıyor olmalılar birbirlerine
saç çıksa ne, çıkmasa ne
umurlarında değil bence
hatta abim bile
epey yer gezdi bu sayede
oradaki arkadaşlarını ziyaretine gitti
İnegöl suyu bahane
Kel-alaka ciddiyeti
babam!
bir yandan aynanın büyüteçli yanıyla
inceden inceye seyrek tepesini süzmekte
ne olurdu ki kadere razı olsa, ya
kabullenmesinin daha kolay olduğunu
söylediğim için, çıkmayan saçların müsebbibi
olarak beni görüyor olmalı ki
ya da bıyık altından gülüşlerin farkındaydı
can sıkıntısını benden çıkarttı
yüzüme kan davalısıymışım gibi
kırk yıllık bir kinle baktı,
(ve bu kin geçmedi yıllarca)
dinmeyen bir öfkeyle,
“-sen kendi bokunu yesene” dedi
ve ömrüne yarım kel olarak
kaldığı yerden devam etti
kasketi bir yana atarak
yeni öneriler bekledi
ama; …..
önerilen her çareyi denedi
çıkacaksa, çıksa
ahbabları için fark etmiyor
çıksa da,
çıkmasa da
abim broşürler topladı
derman şifalı sular da
kazara biri dese ki
“anası düzülmedik çocuk boku”
eminim buldururdu
Alamanyalı ya
parası var tabi;
ahbapları; işin muhabbetinde
ağabeymin derdi; seyahat
ben; babama hasret
babam; kelinin
derdinde
hâlâ
bana ne, sanki bana ne oluyordu
babamın keli,
babamın kelliği herkesçe çok önemli,
babam kendine gösterilen ilgiden
herkes halinden memnundu
oysa; kafaların dazlaklığı değil de
içi önemliydi
yıldan-yıla geldiğine göre
biraz da bizimle ilgilenmeliydi
babamın kelliğinin,
yeniden çıkmayan saçlarının suçlusu
ne keler ne İnegöl,
ya da Sarıgöl suyuydu
herkes babama bir şekilde yakınlaşıyordu
ben de yakın olmak istedim,
teselli etmek istiyordum
papazı buldum
ben onu bunu bilmem gardaş,
kel alakaya maruz kalan
ve bundan hoşnut kişi
maskara olan baban bile olsa var yaa
alaka ciddiyetinde bulunma
kabak senin başında patlar valla
dargındır
affetmez
“-niye” desen bilmez
bu kan davası bitmez
bankadaki kapıcı bozdurtur dövizini,
sen menkul kıymetler müdürü olsan takmaz,
hani o ilmi siyaset dedikleri varya
sen de o yoksa, gezip-tozma adına
uydur, pohpohla, alkışla
gir koltuğunun adına,
ne derse eyvallah, hay hay
hak etse de, etmese de say
adam bir umudun peşinde
kelliğe takmış bir kere
çıksa nee, çıkmasa ne
sen bak kendi işine
sana ne
neymiş; gazyağında keler tozu
ya da;
anası becerlmedik çocuk boku
BAŞKA ÖNERİLER VARSA ALALIM LÜTFEN
KELİMELER
engin: enmiş, inmiş, örn.diş etlerinin çekilmesi, bünyedeki bazı rahatsızlık veren ağrılar