5
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
943
Okunma
Beni sevmeyi bırakmak için nefret mi etmen gerekiyor illa?
Gitmek için yıkmalı mısın sana sıcaklığı veren küçük kulübeyi?
Hiç mi lezzetli bir yemek yemedin, şu tekmelediğin masada?
Hiç mi rüyaların güzel olmadı, yaktığın yatakta?
Benden gitmek için beni öldürmek zorunda mısın illa?
Hiç mi duygularını güneşe taşımadım ben senin?
Hiç mi kendini dünyanın merkezinde sanmadın?
Hiç mi göğsümde anne sıcaklığını hissetmedin?
Beni unutmak için yok etmek zorunda mısın illa?
Hiç mi paylaşmadım, kendini kilitlediğin odalarda yalnızlığını?
Hiç mi sevinmedim, sen küçük dağları yendiğinde?
Hiç mi üzülmedim, umutların yere serildiğinde seninle?
Tanımıyor muyum sence, seni ben gibi?
Anlamıyor muyum zorbalığını, paniğini?
Hissedemiyor muyum acıyışını, kendine kızışını?
Bilmiyor muyum, artık beni sevmemek için nefret etmeye çalıştığını?
Bu bir cevapsız sorular silsilesi
Cevapsız diyorum, çünkü artık soran da gitti
Hoş, zaten tüm cevaplar kendiliğinden verildi.
Kimseyle hesabının kalmadığını sanıyorsan
Daha büyük bir İLAHİ hesabın vardır
Yıkıp geçtiğin kulübeler
İnşa etmeyi beceremediğin sığınaklarındır
Kendini tepesinde zannettiğin dağlar
Ayaklarının altında ufalanır
Bir rüzgarın merhametine kalır
Ve rüzgar acımazsa,
tek esişle,
o koca dünyan kaybolur
Fazla söze ne hacet!
Sığınaksız kum tanesisin sen artık
Rüzgar seni affetsin!