55
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2824
Okunma

Kimin ne sattığı belli değil
Sisli bir sabahtı
Dalgalar sandalları kıyıya vuruyor
En çok çocuk ve kadın sesleri yankılanıyordu
Belli ki düşünceler yarım cepler fakirdi
En şanslı bendim kim bilir
Seni sımsıcak düşünüyordum
Bilmem kaçıncı yolcuydum
Sirkeci istasyonunda
Çingene mahallesinden geçerken
Yanağım kirli camın garantisinde
Bilmediğim pencerelerden evlere bakıyorum
Siyah bir tabelada Zeytinburnu yazarken indim
Labirenti andıran tünelden balık kokuları yayılırken
En geniş meydanda durdum
Ayaklarım geri dönüşsüz biletler keserken
Elli sekizinci bulvarda seni düşünüyordum
Üşüyordum yağmurlu bir gündü
Yarı sıcak yarı soğuk bir çay yudumluyordum
Canımı yarı acıtan küçük bir tabureye oturdum
Çocuk seslerini hiçbir şey bastıramıyordu
Kimi mutlu kimi ağlıyordu
Telaş yüzlerde değişmeyen bir izdi
Kendimi bana dinleten sessiz bir dildi
Düşüncem ışık hızını çoktan geçmişti
Biliyorum ki pencereden sokağa bakıyorsun
İsteklerin yabancı değildi
En çok için ısındığında kendin oluyordun
Çünkü seni sıcacık düşünüyordum
Dükkanlar dan cam sesleri yayılırken
Rakı içenlere göre bira içenler fazlaydı
Yarı düşünceli yarı fakirdi cepleri
Onlar kadehlerin camların fazlalarıydı
Barakadan bozma gecekondu sokakları çoktu
Yine beni bana dinleten bir sessizlikti dilim
Gıcırtılı raylara baktım
Yirmi dakikada bir gelen tren sesiydi beni alan
Kirli camın sallantısında gidiyordum
Senin bastığın yerlerden
Senin kokundan
Ama sıcacık düşünüyordum seni
Yarı fakir cebim tam zengin gönlümle
Üşüyordum sisli bir gündü
Hep seni düşünüyordum
Kim bilir belki bugün doğmuştun
SÜLEYMAN AYDEMİR