7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1811
Okunma

Kendini koklar da durursun
saçları yağmurlu kız...
Bak gece düne el sallıyor
Bir yıldız kaysa diyorsun
Sema sana ağlıyor
Nefesin mi daralıyor
Korkma
Bir şarkı söylersin
Tutacak bir el ararsın
Gözlerinin kahvesine vurulayım
Payına düşen ellere seri numarası koyar bu merhametsiz özneler
İzin almadan altına bile sıçamazsın.
-Ölürsem seni bir daha göremem anne,
-Korkma yavrum, sen gelemezsen ben gelirim.
Yalnız annem korkuyor beni özlemekten
Ancak annem korkuyor.
Keşke aç ruhuma fıstık atmasaydınız amca, diyorum
Gülüyor.
’İyi’ olup çocuk kokuma merhem sürmeyecek ya.
Ama ben yine de
Bekliyorum.
Bir Roxane’ım var;
içimin gülen yüzü,
Bana varan yollarına kendimi seriyorum
Hem gelsin diye geberiyorum
Hem ötekiler gibi ’kötü’ olacak diye ondan nefret ediyorum.
-Anne, ayaklarım neden soğuyor?
-Serumun yavaş mı gidiyor yavrum?
Biliyorsun anne,
Bal gibi biliyorsun ki, korkudan deliye dönüyorsun.
Bak
Bugün yine buradayım ama
Ama’sı var anne,
Kırık ve yorgunum..
-Baba, pamuk şeker?, diyorum
Güllerden bir tebessüm yapıyor kendine
Hüznünü yağmurlara satmış,
-Sen uyurken eridi, diyor.
Yapma baba,
Gülhane hayvanat bahçesi değil artık.
Bak çocuklarıma anlatamayacağım bir hikayem de oldu hem
İskelesi batan şehirlerimi bilemeyecekler.
Korkarım velhasıl,
Korkarım.