bir ufacık çocuk yaşama sunulmuş açlığa yokluğa emzirip tokluğa bilete jetona peçeteye tartıya sunulmuş yaşama ufacık bir çocuk yaşama sunulmuş bir çocuk yaşama sunulmuş ufacık bir çocuk
yaşamsa ona sunulmamış ama kaçta yatacağı meçhul yatağa ne yiyeceği gizli erken gelen yer dibi sunulmuş yaşama ufacık bir çocuk yaşama sunulmuş bir çocuk yaşama sunulmuş ufacık bir çocuk
işini bitiren yer gibi ya erken gelmek nesi iş hiç bitmez ki yılın her günü mesaidir sanki o daha çocuk halbuki sunulmuş yaşama ufacık bir çocuk yaşama sunulmuş bir çocuk yaşama sunulmuş ufacık bir çocuk
yaşama son olur.
Müjdat Eraslan balaban Kent Şairleri.
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ülkemizde bulunun çocuklarımızın açlık ve yokluk içinde yaşıyor daha küçük yaşlarda okuması yerine zorla çalıştırılıyor hayatını yaşamadan küçük yaşlarda zoruklara karşı geliyorlar işgence yapılıyor zamanla büyüdükçe acı çeken çocuklarımız
candostum yürekten tebriklerimle sevgili hocam kaleminize sağlık
yaşamsa ona sunulmamış ama kaçta yatacağı meçhul yatağa ne yiyeceği gizli
Bizler köylerde yor yoksul çetin doğa koşullarında yaşadık Ama bir hayatımız vardı kendimize ait. O hayatı koruyup kollamanın bilincine sahiptik Şimdiki çocuklara bakıyorum allaha emanetler gibi. Kendi güçlerini göremeyecek kadar köreltilmişler. Emperyalist sistemin oyuncakları durumundalar Habire biri diğerini çökertmenin hesabındadırlar!.
Çok güzeldi...Hacam beğeniyle okudum. Yürekten tebrik eder, sevgiler, saygılar sunarım.
Her şiirinizde toplumsal yaralarımızı ortaya koyuyorsunuz, ucuz emek gücü olarak görülen çocuklarımızı şiirinizde işlemeniz çok dokunuyor insana.
Aynı gökyüzü altındayız ama tüm Üçüncü Dünya ülkelerinde bu tablo değişmiyor, egemen güçler maksimal karlar elde edebilmek uğruna en kolaylıkla yoksul ailelerin çocuklarını boğaz tokluğuna çalıştırıyor ve çocukluklarını yaşayamadan posaları çıkıyor, çok çabuk yaşlanıyorlar.
Sevgili hocam, içimiz çıksa da siz duyarlı yüreğiniz ve kaleminizle sürekli yazın, bizlere ışık tutun, sizin gibi insanlara çok ihtiyacımız var hocam.
Başımızdan eksik olmayın, teşekkür ederim değerli hocam.
Sevgili Hocam; Şiiriniz bana başımdan geçen bir olayı hatırlattı. Bir kış akşam burgazın istanbul caddesinde gezerken aklıma takılmıştı: Niye uğraşıyoruz ki? Herkes rahat, bize rahat mı batıyor? Sonra o soğukta caddede mendil satan iki çcok gördüm. Birer paket mendil aldım ikisindende. İçim acıdı. Eve dönerken kendi kendime "ulen iki paket mendille mi kurtardın çocukları?" diye konuşuyordum. Peki ne yapmalı? Herkes kendine bir anlam çıkarsın farketmez! Nazım Hikmet'in dediği gibi "Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar!" ...
Baronların kaşarlaşmış sözlerine karşı kaleminiz daim olsun! Sevgi kokan, emek kokan bir dünya dileğiyle...
Ufacık bir benlik koskoca görevler bindirilmiş üstlerine.Yazık ki bundan medet uman çok! Yazık çok yazık! Ufacık bir çocuk ve kocaman bir dünya...Kimisine köşe bucak, boğaz tokluğuna çalışıcak mekan .Onların yeri aydınlığın eğitimin yanı, elleri kalem tutmalı ama elleri peçete satmaya dayalı. Hocam şiiriniz çok anlamlıydı.Kutlarım sizi; kaleminize sağlık.
Bu cocuklarin azalmasi, bunlara bakim ve gelecek sunulmasi yerine hala cocuk yapin diyen basimizdaki ayaklar degilmidir. Bu bizim nasil düzelebilecegimizin göstergesidir. O cocuklar her gecen gün cogalacaktir. Yasama degil cileye dogan cocuklar, yasama hakki dogustan calinan cocuklar... Yüreginize saglik Müjdat Hocam, cok anlamliydi. Sevgi ve saygilar...
oysa ki onların da isteği güle oynaya oynayıp koşmaktı ilk önce...hem o güzelim yılları ellerinden alındı hem gülüşleri hem de çocuk yürekleri...acımadan...hunharca ve sinsice çalındı bütün umutları ellerinden...oysa ki güzel yarınlarımız...oysa ki parlayan güneşimiz oysa ki herşeyimizdi onlar...kör gözler görmedi bir türlü onların gözlerinde parlayan; yanıp tutuşan çocuk yüreklerini...sadece para pul için o küçücük yaşlarda köle gibi çalıştırıldılar...hayatın zor ve karanlık yollarına...para uğruna...feda edildiler...
duyarlı ve güzel yüreğinizi kutluyorum...bizim kanayan ve ağlayan yaramıza ses oldunuz...tşk...sevgiler...
yaşama sunulmuş bir çocuk yaşama sunulmuş ufacık bir çocuk
İnsanlık hep zayıf ve korumasız olanları ezmişlerdir çoğunlukla. Kolay ve zahmetsiz olduğundanmıdır nedir. Selamlar şair. Konu çok güncel ve etkin. İnşallah benim kalemde değinir bu konuya. Selamlar.
Yılda 1 milyon çocuk satılık! 22/03/2005 (199 kişi okudu)
AA - VİYANA - Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), dünyada yılda 1.2 milyon çocuğun satıldığını açıkladı. AGİT'in insan ticaretini araştıran özel temsilcisi Helga Konrad, çocuk satışlarının özellikle doğu Avrupa'da son üç yılda iki kat arttığını söyledi. Konrad, bu çocukların ucuz işgücü olarak tarım, madencilik, ev hizmetleri ve fuhuş sektöründe çalıştırıldıklarını ifade etti.
bu bir gazete haberi idi okuduğumda utandığım insan ve büyük olmaktan.
yaşamı çocuklara sunmak yerine yaşama çocuk sunar olduk ne yazık ki...
nasıl kanayan bir yaradır bu hâl. nasıl tedavi edilir düşünülmüyor bile doğru dürüst...
yaşama sunulan her çocuk yaşama son olacak büyüdüğünde...
bu kadar ruhsal çöküntüyle...
acı bir tema ama muhteşem dile getiriş.
şaire saygılarımla.
hayal bahçesi tarafından 12/4/2008 2:15:41 AM zamanında düzenlenmiştir.
yaşamsa ona sunulmamış ama kaçta yatacağı meçhul yatağa ne yiyeceği gizli erken gelen yer dibi sunulmuş yaşama ufacık bir çocuk yaşama sunulmuş bir çocuk yaşama sunulmuş ufacık bir çocuk
içim acıdı sevgili hocam, çevremde peçete satan çocuklar, tartısını açmış, kaldırımda ders çalışan çocuklar var ve de kentin en kalabalık bulvarında... ve okula gitmek zorunda kalmasalar, dinlenemeyecekler!
hocam, bugünlerde çok dokunaklı şiirler yazıyorsunuz ve nalına mıhına vuruyorsunuz, ama biraz da okuyanları düşünün... şu an yüreğim parçalanıyor sevgili hocam, biri dokunsa ağlayacağım, oooooffff fena oldum be hocam!!!
ne olursa olsun, siz hep yazın ve yolumuza ışık tutun, duyarlı yüreğinizden izninizle sonsuz defa öpmek istiyorum, siz çok yaşayın sevgili hocam ve sürekli yazın, kaleminiz hep dik olsun hocam.
ekonomistler çıkıp her haber sonrası türkiyenin piyasasını tartışıyor işte elimizde şu kadar döviz var şu kadar senet ve şu kadar sepet
bir akşam da bizi çıkarsalar şu zavallı ekrana sorsak bu beylere elimizde ne kadar değer kaldı
kültürü sevgisi yaşam değerleri tükenmiş bir ülkede neden bahsediyorlar ki ekonomiden ve sosyete hanımları mavi gözlü tüp bebek istiyor şimdi bu biraz markalı kanişe köpek yavrusu sevgisini de andııyor
çocuk sevgisinin de dönüşüp eriyip bitmek üzere olduğuna cançekiştiğine inanıyorum bugünlerde
insan gururu marka ve gösteriş sevgilerin çok önünde
Duyarlı kalemini candan kutuluyorum dostum ne bir eksik vardı şiirde ne bir fazla
Üstad her daim tekrarlıyorum birkez daha söyleyeceğim ve eminim son kez olmayacak....ÇOCUKLARDAN UTANIYORUM! tebrikler üstad...şiirlerle coşalım...saygı ve sevgilerimle...selamlar gönderiyorum...
''---1999 verilerine göre Türkiye genelinde 6-17 yaş grubundaki çocukların çalışma nedenlerinde ilk sırayı yüzde 38.4 ile aile gelirine katkıda bulunma, ikinci sırayı yüzde 19.8 ile ailenin ekonomik faaliyetlerine yardımcı olma, üçünü sırayı ise yüzde 15.9 ile ailesi istediği için çalışma alıyor. Bunları yüzde 10.4 ile iş öğrenme ve meslek sahibi olma gerekçesi izliyor.
---Sanayide yaklaşık 900 bin çocuk işçi varken, hepsinin kayıtlı olması gereken çıraklık eğitim merkezlerinde 220 bin çocuk gözüküyor.
---1999 TÜİK verilerine göre çalışan çocukların yüzde 59'u ücretsiz aile işçisi olarak görünüyor. Çocuk emeğinin en çok kullanıldığı sektör ise tarım. 6-17 yaş grubundaki çocukların yaklaşık yüzde 58'i tarımda, yüzde 22'si sanayide, yüzde 10'u ticarette, yüzde 10'u da hizmet sektöründe çalışıyor.
---Araştırmanın yapıldığı sırada 6-14 yaş grubundaki çocuk sayısı 12 milyondu. Bu yaş grubundaki 1 milyon 400 binden fazla çocuk okula gitmiyor. Okula giden 10 milyon 600 bin çocuğun ise 3 milyondan fazlası bir yandan bir işte çalışıyor. 15-17 yaş grubundaki yaklaşık 4 milyon çocuğun ancak yüzde 50'si okula devam edebiliyor.
---Türkiye İstatistik Kurumu araştırmasına göre, Türkiye'de 6-17 yaşları arasında 16 milyon çocuktan 7 milyonunu çalışıyor. Tarım, sanayi ve hizmet sektöründe çalışanların sayısı yaklaşık 2 milyon. Yaklaşık 5 milyon çocuk ise aile işlerinde çalışıyor. Bu çocukların yaklaşık 700 bini sendikaların örgütlendiği alanlarda ve çok kötü şartlar altında çalışıyor.
---Ülkemizde, çocuk işçiliği ile ilgili son araştırma 1999 yılına ait. Aradan 7 yıl geçmiş olmasına karşın sorunun bugünkü boyutlarını ortaya koyabilecek yeni bir araştırma yok.
---TÜİK'in araştırmasına göre kentlerdeki çocuk işçilerin yüzde 55.6'sı kırsaldan göç eden ailelerin çocuklarında oluşuyor.
---Patronlar için çocuk emeğini cazip kılan elbette ucuz iş gücü. Ekonomik getirisi olan işlerde çalışan çocukların üçte ikisi asgari ücretin altında ücret alıyor.
---Kayıt dışı çalıştırılan ve sayıları resmi istatistiklere yansımayan çocuk işçiler ise buz dağının görünmeyen kısmını oluşturuyor. Çocuklar yalnızca para kazanmanın kaygısını, küçük yaşta çalışmanın verdiği yorgunluğu biliyor, tanıyor.
---Türkiye'de iş kazası geçiren çocukların yüzde 51'inin tedavi masraflarını ailesi ve kendisinden sorumlu büyükleri karşıladı, yüzde 36.1'ini ise işveren ödedi.
---Yaşları arasında yaklaşık 283 milyon çocuk, akranlarıyla birlikte okula gitmek, oynamak yerine çalışıyor. 120 milyonu 'tam gün' olarak çalışan bu çocukların yüzde 61'i Asya, yüzde 32'si Afrika ve yüzde 7'si Latin Amerika ülkelerinde yaşıyor.
---UNICEF'e göre 171 milyon çocuk madenler ve taş ocaklarıyla, kimyasal maddeler, zehirler ve ağır makinelerin kullanıldığı tehlikeli iş yerlerinde çalışıyor.'' ( Alıntı )
Bu çocuklar bizim çocuklarımız ve yaşama böyle sunmamalıyız, onlar bizlerin evlatları, yarınları, geleceği, her şeyimiz onlar ..
Çok üzülüyorum bu tablodan Müjdat çok.. Seni kucaklıyorum can arkadaşım benim böylesi önemli bir konuyu ele alıp şiirselleştirdiğin için, teşekkürler Müjdat, sevgilerimle can dostum ...
Guldane Dal tarafından 12/3/2008 11:50:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yaşama sunulmuş olan çocuk, yaşamda daha sonra ona sunulmuş ama nasıl? Her gün mesai, her gün zindan, zincir altında. En çok sömürülen, zarar gören, yoklar içinde yaşan çocuk. Nasılsa hukuki yaptırımı yok aban çocuğa, nasılsa çocuk daha ez onu, nasılsa kanı hızlı sür çuvalın altına bişi olmaz, onu koy bombaların önüne çocuk o bir şey olmaz ona.
Çocuk o, çocuk o, çocuk o... Diyerek ona sunulan yaşamın yarısını bizler çalıyoruz onun. Ama o İnsan. Düşünen, soluyon, içinde kalbi atan bir İnsan o...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.