Şiir güzelde tarihi vesikalara göre hatalarla dolu.Birkere Sarıkamış askeri 90.000 rusların yalanıdır Osmanlı vesikalarında Sarıkamış Alkahuekber tepesi tümen adedi 23.000 küsürdür.Ki dedelerimden biri ordaydı.Hiç savaşmadan şehit olmuş değillerdir.Rusu karstan sürüp biranda bastıran tipi talihsizliği ve bazı kumandanların yalnış taktikleri bu elim olayı getirmiştir.Kemalist ideoloji suçu komple Enver Paşaya atfetmiştir.Çünkü Enver Paşa Filistin de M.kemalin komutanıdır.Tıpkı Kazım Karabekir Paşanın İzmir suikasti yalanıyla idamla yargılanması gibi.Bütün rakipleri bertaraf etmek projesi.Evet Sarıkamış harekatı gerekli idi Allahuekber dağlarında o elim tipi bastırmasa bugün milli kahraman Enver Paşa denilecekti.Çanakkale başarı ise onun başkumandanı Enver Paşa deģilmi?Sarıkamış faciası ise bütünüyle ele alınmalı sadece soğuktan donan askere bakılmamalı.Rusun kaybını hesaba katan neden yok?20.000 den fazla ölüsü olan çoğunuda uçurumlardan aşağı atan moskofun yalanı 90.000.Gerçek donan şehit kaybımız 13 bin küsür civarıdır.Efem 13 bin azmı tabiki 1 asker bile donmamalı.Ama tarih ilimdir öylece izah edilip ölçülmeli.Sevgi ve muhabbetlerimle.

Sarıkamış şehitlerimizi 111. yıl dönümünde rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum.
Ruhları şâd, mekanları Firdevs cenneti olsun.
Türk askeri askerliğin bütün icaplarını yerine getirdiği halde ordunun sevk ve idaresinde yaşanan sorunlar bu sonucu doğurmuştur.
Duyarlı yüreğinize ve kaleminize sağlık diliyorum, sağolun varolun.
Bu müstesna eser GÜNÜMÜN ŞİİRİ'dir.
En kalbî selam, dua ve saygılarımla.
Allah'a emanet olunuz 🙏

Yüreğinize sağlık Mücella hanım şairem. Bu şiir, Sarıkamış’ın donmuş acısını ve Mehmetçiğin sessiz feryadını çok güçlü bir dille dile getiriyor.
Tarihle vicdanı yüzleştiren, sarsıcı ve saygı uyandıran bir ağıt. Mükemmel dizeleri yazan yüreğinizi kutluyorum.
Sevgilerimle.

Sarıkamış faciasını ve şehitlerin feryadını özetleuen bu enfez arz-u hâl için çok teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Teberrüken bir nazire arz ediyorum:


Pes etmedi hiç kimse, ta ki canını verdi
Bilenler bilirdi de, bilmeyenler ne derdi
Üç metre kar üstüne, çoğu seccade serdi
Âlem-i ervah şahit, şehitti herkes Paşam!

Şehitlerimizin ruhu şad olsun ...💐

Merhaba değerli dost, değerli kalem
Şiir her zaman ki gibi tat ve demini almış, hoş ve güzel bir eser
Kutluyorum yürekten
Gönlüne, ömrüne bereket
Sonsuzluğun sahibine emanet olasın, sağlıcakla kalasın

Satır satır hece hece içim burkularak okudum. Şiir harika ama ne yazık ki içeriği içimi yaktı. Şehitlerimize bir kez daha rahmet diliyorum. Duyarlı ve de mürekkebi vatan aşkıyla akan kaleminizi saygıyla selamlıyorum hocam. Hürmetler.

Sarıkamış fâciâsını,
“şehitten paşaya” hitâpla ele alan bu şiir
sıradan bir ağıt olmaktan çıkıp hesap soran,
sarsıcı bir açık mektup hâline gelmiş.
Bu açıdan şiirin omurgası çok sağlam.

Saygı diliyle sitemin iç içe geçmesi özellikle etkili.
Bu da, târihî şiirlerde nâdir yakalanan bir denge.

Açlık, tifüs, donma,
teçhizât yokluğu gibi somut ayrıntılar sâyesinde
duygu soyut kalmıyor; okur “okumuyor”, âdetâ üşüyor.

Sâdece askerin dramı değil,
karâr mekanizmasının sorumluluğu da îmâ ediliyor.
Bu şiiri ideolojik olmaktan uzak tutarak, vicdânî kılıyor.

Metin bir ağıt ya da destân değildir; aksine,
şehîdin ağzından yazılmış bir açık mektup olarak kurgulanmış.
Bu tercih, şiiri edilgen bir yas metninden çıkarıp hesap soran,
sorumluluk hatırlatan bir konuma (üst boyuta) taşıyor.

Sarsıcı ve târihî bir vicdân muhâsebesi taşıyan güçlü bir metin.

Amaç; fedakârlığı yüceltmekten çok,
fedakârlığın hangi koşullarda ve hangi ihmaller sonucu harcandığını sorgulamaktır.
Bu yönüyle şiir, milliyetçi romantizme mesâfe koyar ve etik bir duruş sergilemekte.

Dil sâde, sert ve gerçekçidir.
Abartılı süslemelerden özellikle kaçınılmıştır.
Bu, şiirin inandırıcılığını artırmakta.

“Kuru ekmek”, “Bezden potin”, “İncecik forma”
gibi ifâdeler belgesel nitelik taşıyor.

Dinsel ve târihî kavramlar ölçülü kullanılmıştır;
propaganda diline düşülmemiş.

Son dörtlükte:

Şehitlik yüceltilir,
Fakat ölümün anlamsızlığı sorgulanır.
“Savaşmadan kırıldık; bu nasıl lâdes Paşa’m?”
Bu soru, okuru rahatlatmadan bırakır.
Şiirin amacı da budur zâten: tesellî değil, yüzleşme.

Bu şiir:
Târihî bilinç taşıyan,
Vicdân merkezli,
Cesûr ve sorgulayıcı,
Propagandaya düşmeyen,
Duyguyu bilgiyle dengeleyen.

Hâkezâ
Târihi yüceltmiyor, sorguluyor.
Şehîdi romantize etmiyor, konuşturuyor.
Okuru rahatlatmıyor, rahatsız ediyor. (ki Sarıkamış için doğru tavır bu)

Emeği olan bir metin;
derin, derin olduğu kadar dertli,
kadına has bir zerâfetle içten ve cesûr.

Gıbtâ ile yaklaştığım bu muntazam eseri güne seçerken
en derûnî hürmetlerimi arz eder, kaleminize ve kelâmınıza bereket dilerim Üstâdem...

Değerli hocam şehit geliyor şehit şiirinizi dinledim güzel ve anlamlı sözler avrasya şiirleri antolojinizi okuyor çalışmalarınızda başarılar diliyorum Allahın selamı ve bereketi sizinle olsun saygılar