0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
40
Okunma
Ey gökkte , kendi ateşinde yanan küre
Bir senmi yanar sanırsın, zerre zerre
Ne azablar var, erer kemale, bak yere
Makamı rıza vakarlığı nasib olmaz her beşere
Ben toprağa sürgün, sen göğe asılı
Bir hakikatın nurudur, ikimizinde aslı
O hakikat aşk ile yanmadan yaşanmaz
Boşa değildir yanmak, nefis yanmadan ayanmaz
Yanmak var olmakla eş, kudretin hükmünü taşır
Sönmek yokluğun ağır dilsizliği, ikiside sır
Yanış bir çağrı, her yanış kadere rızadır
Yanmak, sönmek bir hançerin iki ucu, ikiside sabır
Yanmak, yazılmış kaderin en temiz teslimiyeti
Semaya doğru bir hüzme, aşkın secdesi
Sanma günahin, bir bedelin kefareti
Bir imtihanin, bir ömrün mücadelesi.
Ne derya söndürür, senin kavrulan özlemini
Ne gece örter, benim taşıdığım mührün gizemini
Ne zaman dindirir gönlündeki tufani
Ne fırtına söndürür, içimdeki ateşli ızdırabı
Sen yanarsın karanlığı yırtmak için
Ben kaynarım o ışığı tutmak için
Varında hakkın ışığı, ruh ateşle bulur özünü
Birlikte yanalım dök, dök içimize közünü
Bir çizği yazılmış alnımıza, ebedin kaleminden
İçimizin duvarlarına çakılı, sukutun çivisi ezelden
Ey sonsuzluğun büyük kapısı, rüyamısın dokunan
Yoksa benmiyim uyandıkça daha derinlere dalan
Vuslatın kıymeti mümkün olmamakla ölçülür
Yıldız ve beşer o ürpertili yalnızlığa yürür
Eksikse yanar insan, yıldız vuslatta büyür
Işık layıkını büyütür, layık olmayan ruh çürür.
Ruh mahbudunun ruhunda, kendi özünü arar
Yıldızın mürşidi, alevi ruhun derinliğini sarar
Can vuslatla hicran arasında yanar
Yanmak varlığın çağrısı, boyun egmemek ar.
Bir ömur sürdü arayışım, belki bir adım sonra bulacağım
Ey büyük yapı, belki bir adım sonra kaybolacağım
Sanma, yıldız sönunce gok, adem susunca dünya eksilir
Yananın yorulduğu yerde, sessizlik bir anda gelir
Ey gokte kendi ateşinde yanan küre
Bir senmi yanar sanırsın, zerre zerre
Ne azablar var, erer kemale, bak yere
Makamı rıza vakarlıgi , nasib olmaz her beşere
Ben topraga sürgün, sen göğe asılı
Bir hakikatın nurudur, ikimizinde aslı
O hakikat , aşk ile yanmadan yaşanmaz
Boşa degildir yanmak, nefis yanmadan ayanmaz
Yanmak var olmakla eş, kudretin hükmünü taşır
Sönmek yokluğun ağır dilsizliği, ikiside sır
Yanış bir çağrı,her yanış kadere rızadır
Yanmak, sönmek bir hançerin iki ucu, ikiside sabır
Yanmak yazılmış kaderin, en temiz teslimiyeti
Semaya doğru bir hüzme, aşkın secdesi
Sanma günahın, bir bedelin kefareti
Bir imtihanin, bir ömrün mücadelesi
Ne derya söndürür,senin kavrulan özlemini
Ne gece örter, benim taşıdığım mührün gizemini
Ne zaman dindirir, gönlündeki tufanı
Ne fırtına söndürür, içimdeki ateşli ızdırabi
Sen yanarsın karanlığı yırtmak için
Ben kaynarım o ışığı tutmak için
Varında hakkın ışığı, ruh ateşle bulur özünü
Birlikte yanalım dök, dök içimize közünü
Bir çizgi yazılmış alnımıza,ebedin kaleminden
İçimizin duvarlarına çakılı, sukutun çivisi ezelden
Ey sonsuzluğun büyük kapısı, rüyamısın dokunan
Yoksa benmiyim, uyandıkça daha derine dalan
Vuslatın kıymeti mümkün olmamakla ölçülür
Yıldız ve beşer o ürpertili yalnızlığa yürür
Eksikse yanar insan, yıldız vuslatla büyür
Işık layıkıni büyütür, layık olmıyan ruh çürür
Ruh mahbudunun ruhunda kendi özünü arar
Yıldızın mürşidi , alevi ruhun derinliğini sarar
Can vuslatla hicran arasında yanar
Yanmak varlığın çağrısı, boyun eğmemek ar
Bir ömür sürdü arayışım, belki bir adım sonra seni bulacağım.
Ey büyük yapı, belki bir adım sonra kaybolacağım
Sanma, yıldız sönünce gok, insan susunca dünya eksilir
Yananın yorulduğu yerde, sessizlik bir anda gelir.
5.0
100% (2)