14
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1393
Okunma

Boş doruklar sustular, seyrek yıldızın arasında
Henüz zarar vermedi
Sürüklenir cam ve tarçın
Tam bir olgun, dolgun, parlak evre,
Kaç yıllık bahçemde yay tüm ışık
Tam on bin milyarlık onun ışığında hemen
Kırılgan ruhlarım
Kalp güzelliğinde yaralı
Bana bu tüm yenidir
Sanat hünerinden yuvarlaklığı
Tepsi gibi ilişti gözüme
Eşsiz güzelliği
Kar gibi beyazlığı ciğerime sefa
Suyu ışıldatan
Karanlık çiçekler aydınlık
Zifiri geceme tercüman kaç lisanlıya
Peygamberimin nuru gibi
Işıklığa nur saçan
Parlaklığından, aklığından
Ruhuma sargı
Fısıltılarım dolunayı
Bedenimde gezinen
Dağların, zirve eteğinden
Bir köyden
Belde’ den
Şehir’den
Dere gölletin ılık suyuna
Misafirdir
Çırılçıplak gecenin koynunda
Sevdalı bakışlarını
Kâinat hanesine koymuş
Bir tepsi
Bir çanak
Sizi sevdiğim kadarıyla
Duygular o için tamamdır
Benim için aynıyı hissetmiş olmaktasınız
Ve daha iyi gün yaşa
Bir dolunay içimde baktığım zaman
Kule bir yalnızlığın üstünde
Soğuk nehir geçişte gece evlere doldurdu
Daldalar içti hamına ahenk altını saçar
Işıldar mermerden daha zengin parlar
Kaldırımlar yalayan kurgusal karakterler
Karanlık hayal gibi
Atmosferin pak gelini 10.07.2008 19.19
(DEMYANLİ)İBRAHİM ÖZDEMİR