2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
175
Okunma

Bir sevda ateşi düştü içime,
ılgıt ılgıt yanar,
serin serin esip durur.
El değse belki kanar.
Her gün huzur bulduğum yer olmuştu
sessizce gelip geçtigim
Yüzünde hissettiğim bir tebessüm
aklımdan, fikrimden çıkmaz oldun.
Hani diyorum,
yüreğimde hissettiğim huzura
engel mi bu yollar,
başka diyarlar?
Yok, yok…
Engel değil belki
ama sonu
hasrete,
gurbete çıkıyor.
Derimde, yerimde otururum
Sonra bana
“şiir oku” diyorsun.
Seni ağlatmaya nasıl kıyabilirimki ?
kıyamam ki..
Okuduğum şiirler bile
hasretli,
gurbetli, sevdiğim…
Sonunda hep ayrılık var.
Yine de
tüm sevda şiirlerimi sana okurum,
uzaktaki yakınım,
yakındaki uzağımsın.
“Oku” deme bana.
Bu kaçıncı şiirim bilmiyorum.
Benim bilmediğim gibi
sana şiirler yazdığımı,
sen de hiç bilmeyeceksin.
Sen uzaksın bana,
ben sana yar diyemem.
Sen yüksek ovalarda
türküler söyle,
sazın tellerine vur.
Ben burada
susarak severim seni,
hasretin kıyısında.
Sevdiğim,
sevdalı yüreklerde
susmasın türküler
çağlayanlar gibi.
Satırlara döktüğüm bir türküm var,
dilimde okunmamış nağmeler,
sözleri okunmamış…
O türkü var ya,
sen diye haykırıyor. Asya Öztürk
5.0
100% (1)