ne kaldı elimizde ? tutunacak dal yutulacak bal mı kaldı ? her şey zehir zıkkım her şey ketum mü ketum daraldı dağarcığımız daraldı yaprak gibi sarardı
hak mahrumu olduk kader mahkûmu sağ gösterip sol vurdular hep önümüzü kestiler hep önümüze durdular yordular bizi yordular
kimdi bu izansızlar ? bu ahlaksızlar kimdi ? biz sorduk cevap alamadık onlar bizi sorgulayıp duruşları yetmezmiş gibi bizi aptal yerine koydular
ya sabır yürekler ya sabır elbet bize de bir güneşdoğacak umudumuz hala baki eden bulacak sonuç illa ki müspet olacak
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
elimizde ? tutunacak dal yutulacak bal mı kaldı ? her şey zehir zıkkım daraldı dağarcığımız daraldı yaprak gibi sarardı
Hayalleryumağı
Bir ağaç gibiydik önce dallarımızı kırdılar sonrada elimizde tutunacak hiç bir dal kalmadı sümmani baba reyhan usta onu cevapladı evlat dedi bir zamanlar bal akardı bu meydanlarda şimdi ise dağarcığımız daraldı baharda açan kuru yapraklar gibi solduk sarardır bir zaman nur damlayan latif sözlerin yerini şimdi zıkkımdan acı zehirden zemberek sözler aldılar sümmani baba sağ gösterip sol vurdular yordular babam yordular bizi diyordu küçük isa uzakta incir ağacını gördü ona bakmamışlar sulamamışlar en güzel tohum olarak serpilsede o incir ağacı solmuş ve kurumuştu küçük isa bilemedi incir ağacının izansızlar ve ahlâksızlar tarafından bu şekle getirildiğini incir ağacını sorguladı seni kim bu hale getirdi diye cevap alamayınca Artık senden hiç kimse bir daha meyve yemesin!’ dedi İsa incir ağacını lanetledi bu lânet incir ağacına değil iki yüzlü insanlara o incir ağacını yalnız bırakan insanlar içindi nimetin kıymetini bilmeyen İnsan hakkın yükseltip diktiği ağacın nimetinden faydalanamayacaktı İbrâhîm Suresi 24-25. Ayet buyuruyor ki bu Allahın getirdiği bir misaldir Güzel söz kökü sabit, dalları gökte güzel bir ağaca benzer O ağaç, rabbin izniyle her daim meyve verir
Ne kaldı elimizde, bir avuç kül, bir tutam tuzlu gözyaşı mı? Yüreğimizin en kuytu köşesinde hâlâ yanıp sönüyor bir köz, rüzgâr ne kadar sert esse de sönmüyor.
Dağarcık daraldıkça daraldı, ama içindeki birkaç tohum hâlâ çatlamaya hazır. Yaprak sarardı, evet, fakat kök hâlâ toprağın derininde su arıyor, inatla arıyor.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.