1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
43
Okunma

Hasret kaldım köyümün havasına suyuna,
Bastığım kara toprak gözlerime tül oldu.
Dağında düzlüğünde kaval çaldım koyuna,
Yavan ekmek azığım damağımda bal oldu.
Yokluğun hükmü vardı köylülerin boynunda,
İstemezdi kimseler yatsın gurbet koynunda.
Aklım kaldı dağlarda çelik çomak oynunda,
Yanarken şu yüreğim gözüm yaşı sel oldu.
Boşaldı köylerimiz göçtü büyük şehire,
Yıllarca dur demedi bir kul akan nehire!
Koyun kuzu kalmadı giren de yok ahıra,
Gariptir bizim Kargı elin yurdu il oldu.
Köyde belki fakirdik bereket huzur vardı,
Birlik kardeşlik dostluk konu komşuya yâr’dı.
Sözün namus şerefi yüzlere vuran ar’dı,
Yitip gitti değerler insan ruhu çöl oldu.
Yıllarca nice bitmez tükenmez düşler kurdum,
Ömrümü gurbet elde üç kuruşa savurdum.
Yaş geçti ömür uçtu dağıldı yuvam yurdum,
Eremeden sılaya yandı yürek kül oldu.
Göçtü bir bir sevdiğim ana baba gardaşım,
Yürekte hasret bitmez elde kalem sırdaşım.
Şu koskoca dünyada tektir şu garip başım,
İçinde yaşadığım koca şehir el oldu.
Dindari’nin acıdır bugün bütün sözleri,
Gözü önünden gitmez baharları yazları.
Unutmaz ki nur yüzlü bakan güzel gözleri,
Hatıralar döşüne herdem esen yel oldu.
Dindari/Osman Dindar/İst.
5.0
100% (4)