1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
80
Okunma
İçimde bir cenaze var;
Selası çoktan okundu.
Gözyaşlarımla yıkayıp
Kalbimin en karanlık kıyısına gömdüm seni.
Cenaze namazında,
Sana ait ne varsa
Aynı safta dizildi yol boyunca.
“Nasıl bilirsiniz?” diye sordum.
Hiçbiri, “iyi bilirdik” diyemedi;
Zira yüzüne susanlar,
Ardından konuşurlardı her daim.
Ben istemedim gıybetine günah yazılsın,
Adınla düşmesin kimse yüklerin altına.
Yine de içlerinden konuştular sessizce
Sanma ki dillerindeki değil,
Asıl kalplerindeki günahtı seni anlatmak.
Ne gam!
Unutulursun nasılsa
“Ölenle ölünmez” dediler ya hani,
Belki sen yokken diriltecektim beni.
Sen yaşarken, sol yanım seninle gölgeli,
Ben ise sağ yanıma yaslanmıştım hep.
Ama madem öldün artık,
Sağım da solum da bendeki yerini bulacak.
Günahta da olsa,
Seni kendi dinimle defnedeceğim.
Şimdi sorarım:
Sevabın içine düşen günah,
Ne kadar sevap?
Ve ne kadar günah?
5.0
100% (3)