Gel şöyle yanıma, gel otur hele,
Bölelim seninle dertleri Hasan.
Özledik be köyü, şehir bir çile,
Sevindik görünce itleri Hasan?

Hasan gardaş, biraz dinle, söylenme,
Yol, yordamı olmaz yerde eğlenme,
Cahile say, kim ne derse gamlanma,
Nadanın kanlanmış bitleri Hasan

Köy güzeli, gönüllerde vardı ya?
Segah, hüzzam duyunca ağlardı ya,
Sarı saçlı, gözleri arardı ya?
Bekarmış, bağlanmış bahtları Hasan?

Dere boyu akar kaynardı bulak,
Kim bilir, bir daha güler mi felek?
Yürekte olanlar denilmez tek tek,
Bülbül olduk yuttuk dutları Hasan.

Sana deli derler, akıllı sensin,
Suskun, sessiz, sabır ile dinlersin,
Delisin ya, sözü doğru söylersin,
Gezersin ovada kentleri Hasan

Gün orta çapadan gelir çoğusu,
Mahleye çökerdi ekmek kokusu,
Lavaş, şor, yağ, peynir varda, doğrusu,
Tandırsız pişmez ki kütleri Hasan.

Köy gecesi herkes sohbet ederdi,
Küçük kalkar gelen büyüktür derdi,
Bir lokma ekmeğe şükür ederdi,
Sevgi az, çoğalttık katları Hasan.

Şehirli tarlaya, köye yabancı,
Köyde tanımayız artık çok genci,
Çocuksuz, hayvansız, yolcusuz hancı,
Üç beş yaşlı netsin otları Hasan.

Oku diye sattık tarla, tapanı,
Çocuklar gidince nedek hopanı,
Ne köye gelen var, ne ev yapanı,
Boş kalmış, otlanmış yurtları Hasan.

Gurbette Iğdırlı, şehirde köylü,
Tüccardık, çiftçiydik ağalı, beyli,
Hayvan zarar etti, olduk şehirli,
Aç kaldı dağların kurtları Hasan.

Hava, su, trafik bilmezdik neymiş,
Bir karın yemeğe insan köleymiş,
Emircan burada herşey hileymiş,
Almadım köydeki tatları Hasan.
22.11.2019