21
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
239
Okunma

Gitme turnam…
Kanadında taşıdığın o ince ışık var ya,
işte o, gecemin son sığınağı.
Sen uzaklaştıkça
zamanın son teli kopuyor içimde.
Dur…
Bir nefeslik dur.
İlhamın buğusu henüz düşmedi kâğıdıma,
sözüm yola çıkmadan
yalpalıyor avuçlarımda.
Sensiz hece bile öksüz,
renk bile yorgun olur.
Gitme turnam…
Sen gidince
göğün rengi kararır,
düşen gölgen
odamda bir ağıtın ilk notasını bırakır.
Bir boşluk büyür içimde,
insanı içine çeken kara bir uçurum gibi—
ben o uçurumun kıyısında
bakakalırım ardından.
Bilirim,
her turna kendi yoluna uçmak zorunda;
her ilham bir göç,
her zaman bir vedadır.
Ama bugün…
bugün biraz kal.
Gölgen çekilince
ömrümün sesi bile yankı bulmaz olacak.
Bir tek sen kalırsan turnam,
yüreğimin kırığı da ses verir,
çatlaktan bir ışık sızar belki
benim bu sessiz ağıdıma.
Gitme turnam…
Gidersen şiirim susar,
susarsa içimdeki ben eksilir.
Uçurumun rüzgârına karşı
beni tutan son kanat sensin.
Ve yine de bilirim:
Göçenin kaderi vardır,
kalanın da hüznü.
Ben ise yalnızca
insanın aciz feryadıyım:
“Gitme turnam…
Gitme…
Hiç değilse bu kez…”
ALİ RIZA COŞKUN
5.0
96% (23)
4.0
4% (1)