21
Yorum
43
Beğeni
5,0
Puan
296
Okunma

Ne diyeyim, elde kaldı bir avuç solan değer,
Dünya döndükçe dönüyor, insanım çekiyor keder,
Üç beş yiğit seslense de kimse duymuyor meğer;
Bir yanım yanık, öbür yanım sızı… Ne diyeyim?
Ne diyeyim, yel vurmuş yurdumun kırık dalına,
Göçmüş oba, çökmüş otağ; kim bakıyor hâline?
Hazan düşmüş, kırağı vurmuş milletimin dalına;
Savrulup gidiyoruz bir yerlere… Ne diyeyim?
Ne diyeyim, erozyon mu vurdu, yol göçük aldı;
Bir zamanlar el eleydik, şimdi el gelip aldı.
Gören sustu, bilen durdu, feryadı eden kaldı;
Yanmadan her gün, dermanı bulun… Ne diyeyim?
Ne diyeyim, gönlüm kırık, ümidim de yorgundur;
Milletimin evlatları bu gidişe dargındır.
İçimizde bir umut var ama gönlümüz de kırgındır;
Şimdi kenetlenmenin zamanıdır… Ne diyeyim?
Alirzam der ki: “Bugünler de geçecek mi bir gün?
Adeta hepimiz çilekeş olmuşuz, hepimiz yorgun.
Hepinizin suratından düşen bin parça gergin…
İnşallah bu günler de geçecektir, ne diyeyim?”
ALİ RIZA COŞKUN
5.0
97% (38)
4.0
3% (1)