9
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
174
Okunma

Boşu boşuna sığınma sana firari olan sol yanımın,
Dünde kalan o figani feryat yakarışlarına,
Kapan’ma bir dirhem değeri olmayan sevda uğruna,
Sokağımda pranga üstüne pranga vurduğun ayaklarıma...
Bana içi umutlarımla dolu onca hayaller eşliğinde,
Acılarla ördürünce resmin asılı yüreğimin duvarlarını,
O an karar verdim ömrüme vurulu tüm zincirleri kırmaya,
Sen kıymet bilmezin kalıntılarını hayatımdan silip süpürmeye...
Şimdi hangi yüzle yıllar sonra tutmaya çalışiyorsun,
Avuclarının sıcaklığını cehennem azap sayan ellerimi,
Sen değilmiydin gecenin hüznünü günün o bitmek bilmeyen,
Azabını bana miras bırakan ardına bakmadan çekip giden...
Sel olup akan göz yaşlarım eşliğinde adını dilimden düşüren,
Söken ilk şafakla kendini meçhule uğurlayan o sen değilmiydin,
Söylermisin ne değişti’ki tüm ruhsuzluğunla dayanmışsın kapıma,
Merhamet dilenirsin ezip geçtiğin yüreğimden...
Hazanlı bu son bahar akşamında karşıma geçip bir kez daha,
Güzelim anıları vede hatıraları yalanların’la süslemeye çalışma.
Kendini değilde seni benden alıp götüren o son mevsimi vede,
Sana mutluluğa çalan bana mutsuzluğa duran zamanı suçlama...
Bin yeminler etmiştim geçmişi silmeye mevsimleri soldurmaya,
O bana hayatı zindan eden sen kalpsizin eceli olup öldürmeye.
Gidişinle iki mavzer mermisi aldırmıştın bana dolusunu sana,
Boşunu bana sıktırmaya yeminimi bozma bana çek git yoluna...
Osman Dastan © 13 / 11 / 2025. 08 : 45
5.0
100% (15)