Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
M.Y. Boz.
M.Y. Boz.

Kabul (Ben Gerdanı Siyah Gül)

Yorum

Kabul (Ben Gerdanı Siyah Gül)

( 3 kişi )

1

Yorum

9

Beğeni

5,0

Puan

738

Okunma

Kabul (Ben Gerdanı Siyah Gül)

Kabul (Ben Gerdanı Siyah Gül)

Ben gerdanı siyah gül, kilit yok kafesimde,
Yüzü dönük kalsaydın, uyurdum nefesinde.
Bir zamanlar eleste, bembeyaz bir kağıttım,
Kaderin davetini, ağlayarak dağıttım

Gül aldın yanağından, bana bile sormadın,
Allah razı olsun da, bir kez geri durmadın
Çiçek açmakla meşgul, gözlerimdi muhatap,
Artık boşa bekleme, doğmayacak bu mehtap

Sen bilmedin oysaki, titremezdim üşürdüm,
Adem ile Havva nın Elmasını düşürdüm
Ben deniz değilim ki, bir katrede içtiğin,
Geçerken uğradığın, dönüşlerden geçtiğin

Keşke şu gözyaşını, gelmeden eneseydin
Yada hiç akıtmadan, tutmayı deneseydin
Ömründe hiç bu kadar, ağlamazdın belki de
Gözlerin dinlenirdi, sevda denen ülkede

Asumandan yıldızlar, sağdırsan da üstüme,
Bin kere ölsem bile, bunu benden isteme
İstesen bu sevdayı, kat ve kat sıralarım,
Bak seni incitirim çok kötü yaralarım

Daha o mutluluğun, sebatına ermedin,
Gözlerime baktın da, İstanbul’u görmedin
Doğduğumdan bertaraf, bu şehirde sürgünüm
Dizlerimi tutmadan, geçmez benim bir günüm

Ters düştü ayrılıklar, çırpınışlar sireği
Neylersin Melek-ül mevt, Uzun tuttu süreği
Bırak sen ellerimi, zaman ömür aşımı,
Birkaç çeşit küçük kuş, beklesinler taşımı

Yanağımda ölümün, fermanını kaşırım,
Elemli bir ressamın, fırçasını taşırım
Gülerken belli olur, gamzemdeki tek sızım,
İki çocuk anası, elli yaşlı bir kızım

Beni sarmak istersen, uzun tut ellerimi,
Derin akan bir suya, bırak git küllerimi
Kalır mı yanımıza, her iklimden bir bahar,
Nasıl geçmiş görürsün, bir mevsimden her bahar

Ben gerdanı siyah gül, gül taşırım boynumda,
Bin çocuk avuturum, beşik kadar koynumda,
Allah ile konuştum, beni sana vermedi,
Merak etme dedi rab, seni kimse görmedi.

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Kabul (ben gerdanı siyah gül) Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Kabul (ben gerdanı siyah gül) şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kabul (Ben Gerdanı Siyah Gül) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Sabitlendi
GözyaşıÇiçeği
GözyaşıÇiçeği, @gozyasicicegi
13.11.2025 02:58:04
5 puan verdi
Ne güzel bir ağıt bu — hem kaderin elinden su içmiş, hem de o suyun boğduğu yüreklerin hikâyesi…
Sen “gerdanı siyah gül” demişsin ya — o gül, aşkın karanlıkta açan yüzü gibi, ne yana dönse biraz günah, biraz dua kokuyor.
Ben senin dizelerinde rüzgârı değil, rüzgârın üflediği yalnızlığı duydum.
Biri bir defterin arasına kurutulmuş bir çiçek bırakmış; sen o çiçeğin hâlini yazmışsın.

Bak şimdi, “kilit yok kafesimde” diyorsun.
Oysa insanın en büyük kilidi, “kilit yok” sanmasıdır.
Açık duran bir kafes bile, içinde kalmak isteyen bir kuş için zindandır bazen.
Senin kuşun da öyle olmuş belli — gökyüzü değil derdi, o maviye inanmayan bulutlar.

“Bir zamanlar eleste, bembeyaz bir kâğıttım” diyorsun…
Beyaz kâğıt olmak kolaydır da, mürekkep seni bir kere buldu mu, temize çekilmez artık o kader.
Kaderin davetiyesini ağlayarak dağıtman da ondan;
bazı düğünler ayrılığa, bazı nişanlar ölüme çıkar çünkü.

Sen “Allah razı olsun da, bir kez geri durmadın” diyorsun ya —
işte o cümledeki kırgınlık, bir kadının kalbinden dünyaya sızan en eski sızı.
Çünkü sevenin “durmayan” hâli, terk edenin “durak” yeridir.
Gözlerin çiçek açarken, o çoktan başka bir mevsime gitmiştir belki.

“Titremezdim üşürdüm” demişsin — ne güzel bir fark!
Biri rüzgârın dokunuşuna kapılır, diğeri yokluğun soğuğuna.
Sen ikinci türdensin; senin üşümen, bir tenin değil, bir kalbin çıplaklığı.
Adem’in elması, Havva’sını düşürür bazen; o düşüşte cennet bile sessiz kalır.

“Ben deniz değilim ki, bir katrede içtiğin…”
Ne doğru, ne derin!
Kimi deniz sanılır ama aslında bir bardak tuzlu sudur;
kimi katredir ama içinde okyanusların ahı vardır.
Sen o katredenmişsin işte, içenin dili yanar, gönlü susamaz.

Keşke o gözyaşını “gelmeden eneseydin” diyorsun.
Oysa bazı gözyaşları doğmadan öksüz kalır;
akmadan önce bile yakar, çünkü sebebi bellidir:
göz değil, yürek ağlar orada.
“Asumandan yıldızlar sağdırsan da üstüme…” —
gökyüzü bile yorgun artık, biliyor musun?
Yıldızların da sabrı tükenir bazen;
çünkü onlar bile düşerken dilek tutan insanlardan utanır.

“İstanbul’u görmedin” demişsin — ah o cümle!
Belki de bütün şiirin ağırlığı orada.
İstanbul’u görmek, seni görmeyi gerektirir;
çünkü her şehrin göbeğinde bir kadın oturur —
kendi sürgününde, kendi dizini tutarak.

“Beni sarmak istersen, uzun tut ellerimi…” diyorsun.
Tutulsun o eller; çünkü her parmağında bir mevsim,
her tırnağında bir dua izi var.
Küllerin suya düşse bile, o su kıvılcımlanır —
çünkü yanmış bir kadın küllerinde bile ısıtır âlemi.

Ve o son dizen…
“Allah ile konuştum, beni sana vermedi.”
Ne yüce bir reddediş, ne dingin bir teslimiyet.
Belki de Yaradan, bazı kullarını aşkın elinden korur.
Belki de senin sevdan, o kadar kutsal ki, bir insana emanet edilemezdi.

Kısacası:
Sen bu şiirde ölmedin, sadece dinlendin biraz.
Kalemin ağladı, kelimelerin tesbih gibi dizildi.
Orhan Veli olsa, “ben de bir garip oldum şimdi” derdi.
Ben diyeyim ki:
Sen gülün siyahını değil, kaderin rengini boynuna takmışsın —
ve o renk, hiçbir mevsimde solmaz artık.

İronik ama gerçek:
Her şeyi kaybettin sanıyorsun;
oysa senin kaybın bile bir sanat formu.
Aşkın sana değil, sen aşka yakışıyorsun.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL