NE SANDIN?!..

Bizde gireceğiz kara toprağa
İster paşa olun, isterse ağa
Sahip olsanız da, bayıra, bağa
Ecele kafa mı tutulur sandın

Her canlı mutlaka ölümü tadar
Azrail gün gelir kapını çalar
Şimdi sıra sende, ömrün bu kadar
Bu hayatı; yenir yutulur sandın

Kaderde yazılı, ölüm günümüz
Ebedi değiliz!.. Görmez gözümüz
Zamanı gelince, geçmez sözümüz
Belki ecel bizi; unutur sandın

Ne Hazret-i Nuh’a, nede Musa’ya
Kalmıyor bu dünya, nede İsa’ya
Kapıldın lâyemût mâlihülyâya
İlla ki çaresi bulunur sandın

Çevrilen dolaplar, türlü herzeler
İmandan bîhaber, dalga geçmeler
Alkolllü geceler, sonra zemzemler;
Sekâret ânında sunulur sandın

Nasıl yaşanırsa, öyle ölünür
Nasıl ölünürse, öyle gömülür
Mahşerde hesabı öyle görülür
Mizandan, Sırat’tan kurtulur sandın

Gayrı bize düşen dine sarılmak
Bâtıla götüren yoldan ayrılmak
Sırât-ı Müstekim kurtuluş ancak
Kirâmen Kâtibîn; yazar, ne sandın

M. Fatih
[email protected]