3
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
285
Okunma
Kendi korkularımdan,
kendimi saklamaktan yoruldum.
düş kırıkları...
gerçeğin göğsüne yaslanmış.
ben yol yürümekten değil —
kendime rastlamamaktan,
tükeniyorum.
Hep aynı saat,
yokluğuna kurulsa
odamın ışıkları,
başka ışıklara uyanır.
bir yanım ölü,
diğer yanımda ağıt yakanla, alır gider başını
Kimse elini uzatmaz.
sessizim,
karanlıkla.
ıssızlık içime sinmiş
her duygu orada boğuluyor.
dilimde kelimeler değil —
isyan birikti.
Ve usul boylum...
gönül yarım...
kimsenin çok sevmemden yana,
suçu yok.
suç bende.
fazla içten,
fazla derinden,
fazla benim gibi
sevdim seni.
Bazen cezamı gözlerimden kesiyorum —
yaş yaş.
bazen dilimden,
sus sus.
kalbim dar.
iç sesime sığmıyor artık hiçbir şey.
bir nehir yol alır içimde,
her nefeste beni biraz daha uzağa götürür
Sensizlik
bana kaldığı günden beri
iki yorgun omuz gibiyim
Belki de budur sevmek —
dokunmadan,
konuşmadan,
kendi içinden eksile eksile sevmek....
Güz mevsimi
ıslak kaldırım taşları,
griye çalan gökyüzü
bir yana…
bahar kokunu aldı gitti rüzgar.
Ve sonra
o gitmeler
çocuk bakışlı düş bıraktı
ne küçük kalmayı başardım
ne büyüye bildim…
Can kıyılarına vurdu bedenim
her bir düş…
bir yara gibi dokundukça
sarındı aklara
ve
sen neredesin...!
14-10-2025
ist
5.0
100% (5)