ahh can kadın nedir sırtında taşıdığın onca yük rahat mıdır onu sırtına koyan sülük üzülme canım üzülme biner bir gün elbet düştükleri çukurda onların üstlerine de yük...
Güldane Dal (20081113)
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Güldane Gül O kadının taşıdıgı görüntü itibariyle çok ızdırap verici bir zorluk görünsede fazla agır değildir ama böyle işte hayat madden ezilmektir işte bunun adı ;bazı kadınlar meslek edinmiştir bu işi severler yapmaktan çekinmezler.Zordur elbet yinede ,bazen de zor hayat şartları insanlar bir şekilde tutunmaya çalışıyorlar hayata güzel ve anlam doluyudu şiiriniz SAYGILAR ŞAİR
Çuvaldaki ya kozalak, ya da tezek; gidip doğu illerini güneyi hele şöyle gezek.Yük de değil; ağadadır kötülük..Ağadır o kan emici, emdikçe emen doymak bilmeyen vam/pir gibi sülük. Sağolasın Güldane arkadaş; paylaşımın için yürekten teşekkürler.
Kaybettiklerimizle övünmeye başlamışız kaç tren yolculuğu daha sığar ömre kaç beynimde- kaybedilen kavgalar hala çarpıyor umut hala üreten koskocaman bir yürek..Sevgiyle...
ahh can kadın nedir sırtında taşıdığın onca yük rahat mıdır onu sırtına koyan sülük üzülme canım üzülme biner bir gün elbet düştükleri çukurda onların üstlerine de yük...
Şiiriniz güzel olmuş Kutlarım .................... Şiirime yaptığınız yorum, ve eklediğiniz o güzel fıkra için ayrıca teşekkür ederim
Gün gelir evlatlarıda bu AZİZ kadınları sırtlarında taşırlar ................... Malumdur ki bir kısım kadın vardır ki ellerinden viski bardakları düşmez konken masalarındanda kalkmazlar
Ah ah ne çok kadın canlandı gözümde Kocasıyla akaşama kadar ekin derer Akşam eve dönerken Tandırında aş pişirmek için Sırtına odunu yük eder, Kocası yatıp dinlenirken Kadın yemek derdine düşer Bu yükü sırttan atmanın yolu Bence kızlarımızı da okutmaktan Kadını araç değil, insan saymaktan geçer.
Ne yazıktır ki Anadolumun bir bölümünde bu manzara kadına reva görülmektedir. Bir ah da ben katmak istedim ahınıza ancak keşke o yükün birazını alma imkanımız olsa diye geçirdim içimden. Çünkü bizim ahımız bize derman sadece.
ahh can kadın nedir sırtında taşıdığın onca yük rahat mıdır onu sırtına koyan sülük üzülme canım üzülme biner bir gün elbet düştükleri çukurda onların üstlerine de yük...
Sırtında yük sırtında çocuk sırtında açılar taşıdılar yükleri hep ağırdı bir o kadarda yürekleri. Güldane hanım çok güzeldi Tebrik ederim. Saygı ve selamlar.
ahh can kadın nedir sırtında taşıdığın onca yük rahat mıdır ============= Bu insanlarımız insan olduğunun bile farkında değil.Baskı şiddet ve gelenek.. birde üstüne üstlük başınraki kocasının baskısı . Toplumsal bir yaradır bu . Duyarlı yüreğinize kutlarım .
ahh can kadın nedir sırtında taşıdığın onca yük rahat mıdır onu sırtına koyan sülük üzülme canım üzülme biner bir gün elbet düştükleri çukurda onların üstlerine de yük...
ablacım emeğine sağlık resim ve şiir bir bütünlüğün sözcüsü olmuş sanki.. hassas yüreğin kadınlar içinde erkekler içinde bir nevi aydınlık.. hakkı savunuyorsun.. emeğini kutladım..
esme bakıp şiiri okuduğumda altından kalkamadığım bir yükün altında buldum kendimi şiirler dramatik olur trajedik olur güleriz ağlarız bir hüzün kaplar içimizi yahut bir mutluluk
ama bu çok başka bir şiirdi sevgili Gül hem dramatik hem de çok ağır bir şiirdi ezici bir ağırlık hissettim bu şiiri tartmalı ama hangi bozuk kantar tartabilir kantarın topu kaçmış mangalda kül bırakmayan erkeğin kadına yüklediği yük bunlar
ve biz son kuşaklara miras kalan ve yüzümüzden atamayacağımız bir utanç bu hem de çok ağırdı
ooo çok anlamlıydı... kadınına değer vermeyen bir toplum hiç bir zaman ayakta kalamaz... ve her kötü bir şeklde cezasını çeker... çok anlamlıydı svegili güldane... tebrik ediyorum...
Güldanem,birtanem siiri gedigine ,yani kör beyinlilerin kafalarinin orta yerine oturtmussun.. tek üzüldügüm biz yine üzülmekle ah vahla kalacagiz o kadinlar asirlarca süren eziyeti cekmege devam edecekler.. 2000 li yillar ve biz siir konumuzdaki resime bakiyoruz... icimiz aciyarak, bakiyoruz sadece...
Dünyada hangi tarihsel evrim yaşanırsa yaşansın, Yurdumda Feodalite her dönem kol geziyor, ataerkil sulta hala baştacı ediliyor Güldaneciğim; kadının adı var(!) canım, hangi yükün altındaysa sosyal kimliğini yansıtıyor yaşamın gerçeğinden, ve bu gerçek geçmişten-günümüze sayısız kere kopyalanmış, işlevini sürdürüyor umarsızca!!!
İlk taşıdığı yük, kendi özevladı değil mi? Sonra, kocasını taşımıyor mu? Aile taşınıyor, nasılsa!!!
ahh can kadın nedir sırtında taşıdığın onca yük rahat mıdır onu sırtına koyan sülük üzülme canım üzülme biner bir gün elbet düştükleri çukurda onların üstlerine de yük... ............................. haklılıgını alkışlatan bir yüregin şiiriydi
kadına yük yükleyen,kadını horlayan,kadını döven erkekler korkaktırlar.çünkü zayıftırlar gelişememişlerdir.Bu yine toplumsal duyarlılığınızı gösteren şiiriniz dolayısıyla sizi kutlarım gülldane hanım. çesur ve açıkça vuruyorsunuz suratlarına.sevgilerimle.
munır tarafından 11/13/2008 9:59:34 PM zamanında düzenlenmiştir.
elbette rahat,rahat ve huzurlu devam ediyor yaşamına çünkü görmemiş ne nasıl olmalıdır ve bundan dolayı bir farkı kalmamıştır Allah'ın akıl ve düşünce yetisi vermediklerinden hepsi bu geçenlerde bir haber programı izliyorum ve soruyorlar kadın dövülür mü bir insanlıktan nasibini almamış diyor ki evet dövülür uslu durmazsa dövülür efendim ne demek tabiki de dövebilirsin sana kim karışır oldu olacak ahıra da bağla Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta, sanki gidenler hiçbir zaman hiçbir menzile erişemeyecekti. Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle Ve onlar ayın altında dönen ilk tekerlekti. Ayın altında öküzler başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi ufacık kısacıktılar ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında ve ayakları altından akan toprak, toprak, ve topraktı. Gece aydınlık ve sıcak ve kağnılarda tahta yataklarında oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı. Ve kadınlar birbirlerinden gizleyerek bakıyorlardı ayın altında geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine. Ve kadınlar bizim kadınlarımız: korkunç ve mübarek elleri ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yarimiz ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki ve kara sabana koşulan ve ağıllarda ışıltısında yere saplı bıçakların oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan kadınlar, bizim kadınlarımız şimdi ayın altında kağnıların ve hartuçların peşinde harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi aynı yürek ferahlığı, aynı yorgun alışkanlık içindeydiler. Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde ince boyunlu çocuklar uyuyordu. Ve ayın altında kağnılar yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.
Nazım Hikmet ne de doğru söylemiş nazım hocam işte kadınlarımız tebrik ve teşekkürlerimle
Umut KURT... tarafından 11/13/2008 9:22:22 PM zamanında düzenlenmiştir.
ahh can kadın nedir sırtında taşıdığın onca yük rahat mıdır onu sırtına koyan sülük üzülme canım üzülme biner bir gün elbet düştükleri çukurda onların üstlerine de yük...
kadının sırtında yük....bu yük ataerkil açmazlarının ağırlığı.. kadın,toplumun aynasıdır..özgürlük düzeyidir.. kuşkusuz ki,erkeğin yoğurulduğu kültür ise en büyük yüktür.. duyarlı yüreğinizi içtenlikle kutluyorum can.güzel ve anlamlıydı.
...ki emekçi kadınlar, o süslü püslü gezip, her gün parfüm, canta markası yarısı yapıp,butun gun bir seyler üretip calışmadan yaşayan kadınlardan iki kat çok seye katlanmak zorundadır... Burjuva kadınları kadın haklarından bahsederken, eşitlikten bahsederken mücadele içinde yaptıkları seylerle eşitsizliğin babasını temsil ederken emekçi kadınlar hem agır somuruye hem de erkek egemenliğine karsı koymak durumunda kalır..Kadınlar, bizim kadınlarımız... Tarlada, bağda, bahçede, fabrikada bir çok şeyin özlemini duyarak çalışan kadınlarımız... Namusu bir ince zardan ibaret görenlerin arasında törelere kurban giden,ezilen kadınlarımız... Sevgiyi, aşkı amcasının ya da teyzesinin oğlunda ya da bilfiil o yakın akraba oğullarında araması zorunluluğu altında ezilen kadınlarımız... BİZİM kadınlarımız... İşkence tezgahlarında tecavüze uğrayan kadınlarımız...
Mükemmeldi... Gene.. Ve hep... Kaleminiz daim olsun...
sırtlarındaki yük hiç hafiflemedi ki...çok azmış gibi yüklediler de yüklediler...çok çooook anlamlı ve çok güzeldi Sevgili Güldane...yüreğine emeğine kucak dolusu sevgiler...
Kahvehane köselerinde oturup, kadinlarimiza bu isleri yaptiranlar var. Siiri okuyunca ben bile utandim, Ama utanmasi gerekenlerin bakip gülecegi bir hal bu. Buna benzer ne zahmetler yükleniyor kadinlarimiza, Duyarli güzel yüreginize saglik...
rize- erzurum yolu daglarin icinden gecer .. rakim ; 2000 nin üzerindeydi yolda indik .. oradan 4 saat kadar sürüyor ovit dagina ciktik .. bir gölün kiyisinda kamp attik ... oraya tam bizim yolda indigimiz yerde bir yayla vardi .. taa oradan geliyormus bir hanim bir de genc bir kizi vardi yaninda ot kestiler oraklarla .. nereye götüreceksiniz bunlari dedim . öyle yüklendiler ki . asagiya yaylaya dediler ... günde iki kez .. bazen de 3 kez geliyoruz demisti ..
birde benim memleketimi görsen hele anamı... bu yaşta hala kuzucuklarına yem biçip sırtında taşır ertesi günde bir naz,sorma... hastayım der... bazen alışkanlık bu.. ama birde zorunluluk varki kahve köşeelerinde oturan erkekler tarlada bostanda kadınlar... güzel şirdi tebrikler
ama ben masumum vallahi sağ yanımın işi değil bu)))))
inanamıyorum analık hakkını bu kıdar kısa ve öznel bir şekilde anlatmak inanın nene hatunun yükünü taşıyor resimdeki anam..ve resim karesi bizim utancımız aslında yazıklar olsun bu kakadınımızlara bu ağır yaşam koşulları içinde analık hakkını vermeyen düzen(baz)e....nene hatun bile belki bu kadar acı çekmmemişti, çünki en azından kadınlarımızın onurunu kurtarıyordu gelecek adına ...tüm kadınlarımızdan özür diliyorum..sizi kutluyorum bazene çok kelimeler yerine kısa vurgular çok şey anlatır...kısa zamanda çok şey dökülmüş kaleminizden kaleminiz hiç kırılmasın
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Cevap Yaz