1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
114
Okunma
Artık sözlerin
fayda vermiyor.
Dokunmuyor kalbimize.
Aciziz.
Muhtacız,
ya Râsulallah.
Mübarek yüzüne muhtacız,
ıslah eden nefesine,
Rabbimin kelamını yeniden tebliğine muhtacız.
Muhtacız sana,
Ey Nebi.
Senin uğruna var edilen âleme...
Gelsen,
değsen solmuş hayatlarımıza,
acılarımıza.
Bıraksak kendimizi sana,
bıraksak gözyaşlarımızı sabahlara,
akşamlara dek
seyretsek mübarek çehreni.
Abdullah bin Selâm gibi:
“Şu sîmada yalan yok,
şu yüzde hile olamaz.”
Desek,
ve yeniden iman etsek.
Kucaklasak varlığı yeniden.
Seslensen bizlere:
“Yâ eyyühennâs!”
(Ey insanlar...)
Dağlar, taşlar dile gelse,
ağaçlar emrini dinlese,
yürüse sana doğru.
Taşlar ağlasa sevinçten,
ay ikiye bölünse tam ortadan.
Bizi işaret eden parmaklarından
dökülen suyla silkinsek,
gelsek kendimize.
Muhtacız sana.
Pis sularda boğuluyoruz;
bir damla rahmetine muhtacız.
Boş sözlerimizden pişmanız,
tek sözüne muhtacız.
Işıklarımız kör etti bizi,
karanlıktayız;
senin nuruna muhtacız.
Gel.
Işığımız ol.
Kurtar bizi karanlıktan,
kurtar bizi susuzluktan,
kurtar bizi acılarımızdan.
Kurtar mazlumları,
kurtar çaresizleri,
kurtar bizi kendimizden.
Doğru yolu,
Hak yolunu
göster bize.
5.0
100% (4)