1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
78
Okunma
Gecenin karanlığı bir örtü gibi örttü taş duvarları,
Adımlarım peronda taş zeminde yankılandı.
Her ses, eski bir hatırayı uyandırdı
Duvarların gölgesinde.
Bir iz arıyordum hâlâ—
Mazinin içinden kopup gelen,
Hayal bile olsa seni bana getirecek.
Raylar paslıydı,
Ama hâlâ bekliyordu
Bir gidişin bıraktığı sessizliği.
Rüzgâr, eski bir şarkıyı taşıyordu
Ve ben, o şarkının sustuğu yerde bekliyordum.
Gecenin içinden bir ses sızdı:
“Giden dönmez,
Ama kalan hep bekler.”
O an anladım:
Beklemek bir zaman değil,
Tükenmek bilmeyen bir özlemmiş,
Bir hasretmiş insanın içinde.
Son tren geçmedi bu gece,
Ama ben geçtim—
Adımlarımla, suskunluğumla,
Ve o sesle mühürlenmiş bir iz bırakarak
Duvarların öteki yüzüne.
Orada zaman bile susuyordu.
Ama artık ben sessiz değildim.
Dudaklarımda acı bir çığlık: “Neredesin?”
Seni çok özledim...
Erman Ulusoy, Kırklareli, 11 Ekim 2025
5.0
100% (2)