Acının tarifi o kadar zor ki
Gözümdeki yaşı sorana şaştım
Nicedir içimde yanan bir kor ki
Tek bir eyvahıma yorana şaştım

Derdim dile gelse dinleyeni yok
Görünse de gözle inleyeni yok
Yürek paramparça anlayanı yok
Alevi harıyla karana şaştım

Seraba varmaya çölde yürütür
Çileyi kederi yerde sürütür
Bir ezaya bin dert katıp çürütür
Cefayı cefaya sürene şaştım

Sınanmak da varmış yârin kolunda
Gönlü usandırıp kalbin solunda
Dönenler olunca sevda yolunda
Aşkını kefene dürene şaştım

Gayri iflah olmaz bu dert bendedir
Can yakan yanacak vakti andadır
Her işin bir hayrı varsa sondadır
Ateşten gömlekle durana şaştım

Zalim zulmü ile atsa okları
Bir dua titretir yer ve gökleri
Sırtına alıp da bunca yükleri
Toprağa veballe girene şaştım

Yıllarca ekilmiş dikenden geçtim
Eğilip boynumu bükenden geçtim
Dünyanın ipini çekenden geçtim
Ölmeden ölüme erene şaştım

Kudret Merttürk - Berlin
06.10.2025


Dost kalemlerden
——————-
Kalbinizden çıkan her ince sesi,
Derin bir sanatla duyan o hissi,
Acıdan örülen bu ateşten tası,
Kalemle söndürüp, yorana şaştım.
….Mesut Tütüncüler

Hazana döndürür sinsice yazı
Soldurur benzimi kuru ayazı
İnce bir illettir duymaz niyazı
Hunharca önüme serene şaştım
….Seçil Bekeç