0
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
76
Okunma
Dediler ki,
maddeyle ölçülmez insan,
boşuna uğraşma,
mana arayan gözler
yolunu karanlıkta bulur.
Yüzüne gülen dost değildir,
dizinin dibinde gül açsa da
seni yarı yolda bırakır.
Güvenme dedi ustam,
güvenme!
Bir pula satarlar seni,
bir lokmaya değişir dostluk.
Elin el olmaz,
kula muhtaç kalırsın,
farkına varmaz kimse
çığlığının,
gözyaşının.
Ayağın kayar,
düşersin kendi sevdanın çukuruna.
Aşk fırınında yanarsın,
közlerin arasında
yavaş yavaş pişersin.
Ustam fısıldar:
fazla duygusalsın,
fazla inanıyorsun insanlara.
Bir film çevirirler,
gözlerinden yaş süzülürken
merhamet dilenirler.
Sonra sırtını dönerler,
“enayi” derler arkandan.
Ve ustam yine der:
Acıma,
çünkü acıdıkların
sana en ağır darbeyi vurur.
Gönül yarana derman bulamazsın,
vefasızların sofrasında
kadir kıymet aranmaz.
Yiğitlik, doğruluk
para etmiyor artık.
Boşuna yıpranma,
boşuna yanma,
boşuna umma.
Herkes birbirine çelme takar,
nifak sokar araya,
cesaret delilik sayılır
korku çağında.
Ve ustamın son sözü
içimde yankılanır:
“Kendine gel!
İnsanlığın değerini,
insan bilmezse hayvan hiç bilmez.
Kendine gel Güner…
kendine gel!”
Ozan Güner Kaymak
Amsterdam 30.09.2025