3
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
191
Okunma
Bir gece dokumacısıdır rüya,
Uykuya çekilirken kirpiklerin,
Tozunu siler gündüzün,
Örer sessizce hikâyeni.
Gümüş bir mehtap düşer avuçlarına,
Yıldızları dizer diline,
Gerçeğin sınırları erir,
Bir sis olup sızar kalbine.
Kimdir o, perde arkasında duran?
O geçmişten seslenen kim?
Bilinmez bir dilde fısıldaşır,
Zamanın ötesinden gelir.
Düş müydü, yoksa hatıra mı?
Yoksa başka bir âlemden açılan kapı mı?
Aynada kırılan suretler,
Asılı kalan sorular…
Ve uyanınca bir an,
Tersten okunur satırlar,
Rüya çekilir usulca,
Yerinde bir sır kalır.
Gündüzün ışığına karışır,
Bilinmez bir iz olup,
Yürürsün…
Rüyanın gerçeğe dönüştüğü yere.
5.0
100% (4)