3
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
275
Okunma

O şimdi dönemeyecek istese de
Uzanıp serviler şehrine
Terk ederken gözlerimi
Sonbaharın adı mı eylül
Mevsim penceremde solgun bir gül
Gecem ağır, gecem rüyasız
Bir mahşer yeri karanlığında seni ararım
Seni sorarım
Sana yedi denizler ötesinden mimozalar getireceğim
Kapatma bu gece aç gözlerini
Beni düşün, düşün ki düşlerine geleceğim
Bu gün senli düşüncelerle yazıyorum bu şiiri
Biliyorum birtanem, anlıyorum
Şarkılar dinliyorum sana geliyorum hayalimde
Bir de bilsen içimde oyuklar açan göz yaşlarımı
Bu gün yine seni andım, bu şarkı düşünce radyoma
Perdeler açık, hava çok boğuyor, sıcaklık devasa
Ama ben yine de gözlerimdeki yağmurlara sığındım
Sığındım da... coştu seller... ağladı kuşlar bile
Yitirdim akça umutlarımı, simsiyah bir ayrılıkla
Ayrılık yağmurlarını yağdırdı kara bulutlar
Gece ağırdı, gece sıcak ve bunalmış bir kalple yalnızdım
Seni aradım, dilimde sessiz bir şarkıyla
Düşlerimi ilmek ilmek kesti bu ayrılık kör bir bıçakla
Şimdi o şarkı dönüyor bilmem kaçıncı kez
Dokunsalar ağlayacağım
Dokunsalar atacağım beni Fırat’ın serin sularına
Artık varmasın üstüme acılar, acılardan oluşan şarkılar
Dağılacağım bu dayanılmaz uzayan yalnızlıkta
Bir yandan alev alev yanan yüreğim
Etrafımda bir yığın resim ve binlerce hatıra
Bir yanda sen, bir ben gözlerindeki pişmanlık yaşları
Bir kez bile şiir sayfalarına bakamayacak
Ve, bu şiirimi okuyamayacaksın hiç bir zaman
Sen belki dönülmez ufuklarda beni seyrederken
Ulaşamayacaksın yazan parmaklarımı tutmaya
Yokluğun
Kurşun gibi oturuyor yüreğime şu an
Acıyor gözlerim ağlamaktan
Tüm hatıralarımıza uzanıyor düşüncelerim
Ve... biliyorum, biliyorum uzaklardaki sevda
Artık benim için susmuş dudakların
Belki de orada ağlamaktasın uzakta
Neye yarar; artık pişmanlık yağmurları
Yağsa da yüreğimize
Gözlerimden okyanuslarca akacak göz yaşlarımız
Günay Koçak
10 . 8 . 2025
5.0
100% (12)