0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
148
Okunma
HİCRAN’DAN VUSLAT’A
Annesiz büyüdü Yusuf,küçük kardeşi gibi,
Yakup hissettirmedi ona yetimliğini.
Hem anne oldu, hem baba Yusuf’a;
Gel gör ki kaderin cilvesi,
Ayırdı babayı evladından.
Benziyordu çileleri Yusuf’la Yakup’un;
Yusuf karanlık kuyuya atıldı,
Ayrı kaldı babadan, kardeşten.
Yakup ayrı düştü gül yüzlü Yusuf’tan
Öyle ki,yürek dayanamadı bu hasrete
Rahmet taştı göz pınarlarından,
Ak düştü gözlerine Yakup’un.
O’na düşen sabır ve tevekküldü,
Sabredecekti çilesi dolana kadar.
Uzun bir yolculuk başlamıştı,
Hem enfüsî, hem âfâkî;
Hem bedeni kavuran,
Hem gönlü hasretle yakan
Bir kervanla başladı yolculuğu Yusuf’un,
Karanlık kuyudan saraya uzanan,
İffet sınavını yüz akıyla geçip,
Zindandan sultanlığa kadar...
Kıtlık,çaresizlik derken;
Geçti Yusuf iş başına
Bereket getirdi Mısır’a,
Mısır kavuştu yeni sultanına.
Vakti gelmişti vuslatın,
Yusuf gömleğini gönderdi babasına
Rahmet kervanı varmadan baba ocağına,
Yusuf’un kokusu gelmişti Yakup’a.
Yusuf kokulu gömlek,
Şifa oldu Yakup’un mübarek gözlerine.
Yusuf’un rüyası gerçek oldu,
Yakup Mısır’da kavuştu oğluna.
İki yürek tek bir secdede buluştu:
Şükrettiler kavuşturan Allah’a.
Affetti Yusuf,şeref verdi kardeşlerine
Peygamber ahlâkıydı affetmek,
Affederken bile mahçup etmemek
Hem affedip hem lutfetmek
Selam olsun Yusuf Peygamber’e
Selam olsun tüm Peygamberlere
Selam olsun fahri kâinat’a(sav)
Selam olsun sureti yusuf,
Sireti yusuf olanlara
5.0
100% (1)