hep onları aradım ben her yerde
zulmün çılgın yıllarında aradım
bugün yine kan rengi bir seherde
çıktım suruç yollarında aradım
mesafeler saz telince uzadı
temmuz tozu gözlerime tozadı
belleğime kazıdığım her adı
servilerin dallarında aradım
Nazlı dedim Çağdaş dedim
ah dedim
uğur için ezgi için inledim
yüzlerini ışıklardan derledim
karanfilin allarında aradım
Ferdaneyle, Nartan’ı
belki hâla imdat bekler bir yerden
diyerek onların çığlığını ben
inleyen saz tellerinde aradım
melek olup nerelere göç ettin
seni temmuz güllerinde aradım
bu katliam ne masal ne söylence
kurbanları dolaşmakta her gece
ben onların ağıtını sadece
âşıkların dillerinde aradım
kim duyar ki ben garibin sesini
hangisini desem ben hangisini
küle dönmüş canlarımın hepsini
Suruç’un küllerinde aradım
(20. 07. 2023, Yeniköy / Karacabey)

"Görülmemiş şey
düşlerin olağan akışı dinlediği
Zamanın çocuklarına
bedava akıl dağıtırken
sınır karakollarında
ve tüm tutkuları tutuklarken birileri
bilmezlerdi
düş de aklın eseri
Hadi gidelim
yola çıkma vakti çoktan geldi
Toparlayın
umutları öfkeleri sevinçleri
sıkı bağlayın ağzını vazgeçişlerin
sırtlanın az kullanılmış oyuncakları
taze sürgün fideleri
Unutmayın
yarım ekmek peynirleri
Çok geç oldu gidelim
Şimdi varışın tam saati"
Figen Yüksekdağ