...

Esaret altında düşlerim,
giderken gelemediğim sokaklarda
geldiğimde gidemediğim adımlarla çevrili bu çehre
içinde saklı, hapsolmuş bir şeyler var bu diyarın içinde.

Gözlerin yerine
sözlerinle dans eden düşlerim gelir ya aklıma
ne zaman ki canımın cananı
yüreğini çeker,
yamacıma diktiğin sancağın
dalgalanınca bir kez daha bakarım
bir kez daha izlerim gönlümde biten gamzelerini
bir kez daha düşlerim hasretimi öpen ceylan gözlerini.

Susar
susar bir kez daha yüreğim.
Ne de olsa nefsin için yüreğimi kaç parçaya ayıracağını bile bile gidenlerden oldun
ne de olsa sonunda aşkım için kaç parçaya ayrılacağımı bile bile tükenenlerden oldum..

Sahi çoktan yaşanmışlıklar mıdır bir yüreğin katili,
yoksa görmek isteyip de göremediği düşler mi
ve düşledikleri?..

Duygular bir denizin merasiminden olsa
bu dalgalardan olmaz mıydı şairim?..
yüreğim yamacında üşüdüğüm satırlarında
koyu bir imge ile kıvranırken.

"Hiçbir şey kırılgan bir yüreğin derinliklerinde biriken sevgi kırıkları kadar keskin olamaz..."

Rüya