"Başka bir zaman, başka bir yerde. Biz bunu hak etmiştik. Çünkü yabancı diyarlarda korkularımızla savaşmak yerine üşüdüğümüz eşiklerden kaçmayı tercih ettik. Asla içinde olmak istemediğimiz anılar bırakmadı peşimizi belki de çoktan hatrımıza yanan yürek kıvılcımları yaktı çıramızı. Ama adımlarımız hiçbir zaman cesur bir yüreğin ateşi olmadı..."

...

Bir zamanlara aitti o parıldayan gözler
sahte umut ve bencil düşler.
Özlem satırlarda saklıyken başlar sitemler,
sevgi boyasız bir tabloya benzer.
Oysa şaire için bu sözler,
saçakların altında üşümeye benzer.
Doğan güneşimi söndürmeye benzer
bu amansız firarda sağır sözler.
Sezgileri düşümü hiç duymadan söyler,
gözleri mi görmez yoksa sevgisi mi gizler?..

Tanrı şahidim olsun ki,
manilerin artık beni kesmez.
Yeminlerimse gönlümde şunu söyler;
"Kalemin ne bir sevgilin için,
ne de başka bir şehir için yazsın.
Ezan biter dediğin dilinden,
ne dua düşsün ne de tövbe.
Sağır olsun da kulakların,
biten ezanlar senin olsun
hatta öyle bir olsun ki
kulakların bir ezan sesine muhtaç olsun.
Verdiğin umut içimde dans ederken,
sen bacaklarını kırdın.
Tanrı da senin kalemini kırsın
umutlarınla beraber yerin dibine batırsın.."

Ben kırıklarımı toplarken,
sen ışıklara aç,
acıya gebe kalasın.
Gecelerin sarsın yüreğini,
boğsun umutlarını sevgini
karanlıktan başka bir şey görmesin.
Gün yüzü görme şair,
tıpkı o gece düşlerimi kararttığın gibi..

18 Aralık 2024
Rüya