Sevgin yağmur tanesi gülüşler gözlere yansır bir duruş sonrasında Al beni dercesine sessizlikte sıcaklığın üzerime dökülmeli artık Sonra duş damlacıklarıyla serinlemeli bedenler Varsın gitsin zaman kaybolacak ne var ki orada kalmamalısın ya da çıktığında ortaya Salıver gitsin duygularını ardı ardına yayılsın ortalığa Biliyorum sensin bu usulca aç gözlerini çise yağmur değerken bedenine yağmur tanesi sevgi düşüversin derken yüreğine Bu gün sancılıyım yüreğim başka bir sancıyla çarpıyor Başka bir sızıyı tadıyor içinde Gözlerinde hayatın anlamını ellerinde sevginin sıcaklığını en güzel anlarda kırlarda çocuk oluşumu anımsadım seninle Mum ışığına inat karanlık odamın yalnızlığında duman dumana yarım sigaram Bir kadehte ucuz şarap mı olacak sevdam olmayacak sen hep olacaksın yüreğimde Bir gün beni çıkarıp atsan bile Üşüyorum tünel misali ağaçlar altında Yaz rüzgârıyla bir akşam üstü taşlık yol sonrası gözlerim kısık Dallar arasından sızan güneşe Suların şırıltısıyla balıkların kuyruk çırpışıyla çınarlar altı serinlikte yürüyorum Kollarım düşüyor iki yanıma üşüyorum üşüyorum sensizliğim de Ayrılık vakti vakit sabahın gün ağartısında Yarım yamalak kapalı gözlerimle rüyalara gidiyor yüreğim Birde gelecekteki düşlere bazen dar gelen yatağımda Gözüm açık uyuklarken düşümde düşlediğim bir duruşla bir fısıltı ararım geceye İki yastığın birindeki boşluğa bakışımla bir alışkanlık olgusu yalnızlık Bana mı diyorum içime gitme zamanı arka sokaklarından köy içinden Eskimiş yüzlü evlerin Yılların dokunuşlarıyla çöküşünden gelecekteki güzel günler adına ayrılmak zamanı Ayrılmak zamanı geçmişten.

MehmetDüpel 2009.09.03