0
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
140
Okunma
Her yol, her adım, her soluk
bir gün kabre varır.
Ve orada
ne sabır ödülsüz kalır,
ne kibir affedilir.
Sabır, kabre giden yolda
yüreğe dikilen çiçek…
Sessizliği konuşanların,
acıya yüz çevirmeyenlerin
yol arkadaşı…
Kibir, gölgesine âşık bir bedenin
ışığa sırt çevirmesi.
Bir bakışla küçümseyen,
bir sözle inciten,
varlığı yokluk pahasına
yüceltmek isteyenlerin sırtında bir yük.
Kabir, tüm bu yolculuğun sessiz sonu.
Ne alkış…
Ne unvan…
Ne övünç…
Sadece çıplak bir gerçek:
Herkes gelir, herkes bırakır, herkes susar.
Ve insan
en çok sustuklarında duyar kendini.
Bir mezar taşına yaslandığında,
bir Fatiha’nın ortasında titrediğinde anlar:
Bu dünya, geç kalınmış bir pişmanlığın
uzun gölgesi…
Çünkü her yol kabre çıkar.
Ve orada
en yüksek dağlar yere serilir,
en derin yaralar şifa bulur.
Sabır dirilir…
Kibir gömülür…
Ve hakikat konuşur.
29 Haziran 2025 / 04:38
𝓡𝓪𝓶𝓪𝓴 𝓚𝓪𝓵𝓭𝓲 / Samim İĞDE