0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
136
Okunma

dengi olmayan
bir ağırlık birimidir kaybetmek
biçare yolların kıvrımlarındaki dikenler
ayaklarımın yerine yüreğime battığından beri
sonbaharı erkene aldım
kabahat mi
evet en büyüğü
çaresizlik mi
hadsiz, hesapsız.
en son kalktığım masada bıraktım sevinçlerimi
eşkali belirlenmemiş acılar tarafından
mutluluğun yoklama defterine yok yazıldı adım
bu saatten sonra ölsem
o kadar gam var ki yiyeceğim
hüzün yüklü bir trenin
son vagonu gibi boş verdim gidişatı
kirli sakallı geceleri azat ettim
yüreğimin memleketinde
sonra annemin dökülen saçlarını anlattım
gece vardiyasından dönen yıldızlara
annemin elleriyle konuştuğum günlerin hatrına
ayakta durabiliyorum hala
bir şiire sığdırmaya çalıştım acılarımı
bir şarkının içinden geçerken pervasızca
"hep yalan" diyordu Servet abi bir nakaratında
ne kadar yalansa
o kadar yalan işte bu dünya
ağzımın içine hapsolmuş dil gibiyim
sahiplendiğim kadar var
sahiplenmeye çalıştığım kadar yokum
hep yalan
hep yalan
sevdiklerinin gönül vestiyerine
bir kaç gülüşünü asıp
bir gün ansızın gider insan
geride buğulu sesler
geride yarımyamalak gölgeler bırakarak
faruk yamen
5.0
100% (1)