11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1239
Okunma
Ankara’da ciğerleri parçalayan bir nefes…
İstanbul’da köpürmüş boğazın küstahlığı…
Bitmişliğin ardına gizlenmiş başlangıçlar;
Ve müebbet hapse mahkûm gözlerden süzülenler…
Virane şehrin son berduş şairiyim,
Bir cümbüş ki sorma gitsin…
Bir otobüsün telaşı,
Sensizliği öneren eski bir radyo
Ve başköşeye kurulmuş yalnızlığım…
Seni seviyorum…
Mualla teyzenin bahçesindeki laleler…
Ortaköy’deki sosyete fincanlı kahveler…
Tahammülsüz köprü trafiği…
Dirilmeyen bir ölünün efsanesi,
Ve bazen gitmekmiş aşkın hayatla meselesi…
Ve sen, git diyememenin tam manası…
Seni seviyorum…
Serseri bir rüzgârın sürüdükleri…
Yağmursuz bir kışın öksüzlüğü…
Sessiz bir çığlığın dokunuşu…
Aslında hiç var olmayışın kanıtlanmışlığı…
Ve verilen bir kararın yasalaştırılmışlığı…
Seni seviyorum…
Sen, ölümsüzlüğün öbür adı,
Ben…
………………….gidiyorum!