3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
189
Okunma
Bugün takvim utandı,
Haziran sıcağında yanık bir Eylül gibi yandı.
Bir susuzluk ki,
Bin yılın derinliğinden akıyor gözyaşı gibi,
Ve her damlasında “Allah” diyen bir can düşüyor toprağa.
Yas tutulmaz bir matemdir bu,
Söz değil;
Lokmanın kesildiği,
Bıçağın saklandığı,
Kardeşliğin sınandığı bir sessizliktir.
Kim anlatsın sana Ey imam Hüseyin,
Bir çocuk nasıl büyür su içmeden?
Nasıl sabahlar tutar ellerinden,
Yüzü gülmeyen annelerin koynunda?
Ve kim sorar şimdi:
Kim dürüst “Allah” derken?
Kim taşır omzunda hakikatin yükünü?
Birileri meydanlarda “din” diye bağırırken,
Senin suskunluğun yırtar göğü,
Senin secden konuşur sadece.
Kerbelâ hâlâ oradadır;
Nehrin kıyısında bir kadın ağlar,
Eli boş, duası dolu.
“Zulüm bir gömlektir” der kendi kendine,
“Giyen utanmazsa, gören utanmalı.”
Ve biz…
Biz ki adını unuturuz çoğu zaman sözde dualarımızda,
Ama Kerbelâ her yıl hatırlatır:
Bir adamın doğruluğu,
Bin yılın lanetini silebilir mi?
Biraz aşure, biraz gözyaşı,
Biraz da hakikat…
Ocağımızda değil sadece,
Vicdanımızda kaynamalı.
Ey imam Hüseyin…
Ey suskunluğun şahı…
Bu çağ, senin suskunluğunu bile anlamaktan aciz.
Ama yine de:
“Allah Allah” diyenler var,
Ve sen bilirsin kimin sesi gerçekten Hak’tan gelir,
Kimin dili sadece kulaktan…
İmam Hüseyin’in izinde,
Her adımda bir vicdan bırakalım, üstadım.
Bugün yasın ilk günü. Söz ağır, kalp kırık.
Ama hakikat, her çağda yeniden doğar.
Berlin Haziran 2025
Pevruzi Hasan
5.0
100% (5)