0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
95
Okunma
Bazen ruhum aydınlık…
Bazen zifiri karanlık.
Bazı zamanlar düşüncelerim, denizin sabah saatlerindeki hali kadar durgun.
Bazı zamanlar da aklım, gecenin hoyrat dalgaları gibi…
Bir an oluyor, yerimi bulmuş hissediyorum.
Bir an oluyor, rotam şaşmış… Savrulmuşum, kaybolmuşum.
Kimim ben?
Bu fani dünyada yerini bulmaya çalışan bir kul?
Doğruları olan, ama yanlışlarla yaşayan acemi bir toy mu?
Kimim ben?
İçindeki karanlığı kendinden bile saklamaya çalışan,
Güneşli günlere inanan bir hayalperest mi?
Büyümüş bedeninin içinde, kasvetli bir karanlıktan
Kendini kurtarmaya çalışan küçük bir kız çocuğu mu?
Kimim ben?
Kendisiyle yüzleşmekten,
Çıplak ayaklarla buzun üzerinde,
Tabanları yana yana koşarak kaçan bir zavallı mı?
Yoksa yaşadıklarını kabullenmiş,
Acılarını benimsemiş,
En güzel duygularını katledenleri affetmiş güçlü bir kız mı?
Ne zaman bitecek bu kendimi arayışım?
Ölene kadar aramakla mı geçer insanın hayat yolculuğu?
Peki, neyi arıyoruz?
Mutluluk mu? Para mı? Huzur mu? Yol mu? Yoldaş mı?
Neden beklentisiz yaşayamıyoruz?
Acaba doğru mu yapıyoruz?
Belki de bu yüzden mutsuz oluyoruz…
Hayat cömert olup beklentilerimizi karşıladığında, yalancı bir şükür;
Hayat planlarımıza ayak uydurmadığında, hırçın bir lanet…
Bu yol çok uzun…
Sonu sislerle kaplı.
Nereye gittiği, nerede bittiği bilinmeyen bir yol.
Çok da önemli kılma kendini, insanoğlu.
Bugün varsın, belki yarın yok.
Bu yolu vicdanınla, kalbinle yürü.
Doğrularını dilinde değil, yüreğinde taşı.
Mutluluğu arama… İçinde olduğun anda, mutluluğu bul.
Kimseyi yolun sonuna kadar yoldaş görme.
Yollar ayrılır. Yollar farklıdır.
Eşlik ettiği zamanı yaşa.
Sonunu düşünüp adımlarını değersizleştirme.
Ve en önemlisi…
Kendini kendine yük etme.
Kendini arama.
Kendini yaşa.
Sultan KUMARCI
5.0
100% (1)