1
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
404
Okunma

Fitreyi en yakınınıza, zekatı en yakınınıza, sevgiyi en yakınınıza verin.
Herkes en yakınını ihyâ ederse, toplum ihyâ olur.
SEVDA KÜLÜNGÜ
Yokluğun zehirli ok, firkat yayından çıkan
Gözlerim iki çeşme sanma ki gülüyorum
Hasretin yanardağı, gönül evimi yakan
Kırk ikindiler yağsa söndürmez biliyorum
Dört duvar arasında anılarla baş başa
Anlatamam derdimi ne toprağa ne taşa
Kavuştur bizi Tanrım isyan edemem hâşâ
Çatlamış toprak gibi yanıp kavruluyorum
Ben sensiz yaşayamam, havam sensin, suyum sen,
Karanlıkta üşürüm güneşim sen ayım sen
Sen varsan hayat güzel, şenliğim sen toyum sen
Sen yokken sevdiceğim zor nefes alıyorum
Yüreğimde kaynayıp göğe çıkan buharı
Bulutların gözyaşı söndüremez bu harı
Sana kavuşmak için dörtnala sürüp Dor’u
Sevda külüngü ile dağları deliyorum
Aldığın gonca güller başucumda duruyor
Sen giderken doğanlar ha yürüdü yürüyor
Hasretin yorgan gibi üzerimi bürüyor
Seni aradığım an kalbimde buluyorum
Ateşten gömlek imiş şu ayrılık urbası
Istırapla doluymuş zalim hicran torbası
Nazlı yârla içince şifaymış un çorbası
El açtım Allah’ıma dönmeni diliyorum
Gelirsin diye her gün yollarını gözlerim
Kamuflaj elbiseni, postalını özlerim
Kapım çalsa sen sanıp titrer yorgun dizlerim
Vuslata tam beş kala heyecan doluyorum
Her gece sabah olur, her akşam gün savuşur
Zaman su gibi akar gün, geceyle yarışır
Sayılı gün tez geçer, bekleyenler kavuşur
Umuttan bir makasla hicranı bölüyorum
Hicran özlem doğurur, her şerde bir hayır var
Nurgül’üm eksik olmaz yüce dağ başından kar
Tevekkül ipliğini sabır yumağına sar
Nazlı yâr haber salmış, demiş ki geliyorum
Nurgül KAYNAR YÜCE / K. MARAŞ
5.0
100% (6)