0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
88
Okunma
Bozkırın ortasında
kıraç bir toprak
yaşlı bir amca çıkar merdivenlerden
yaşlanınca bel bükülür eller buruşur insanda
güç kalmaz diller söylemez
haller anlatmaz olur
bulsana dil ehlini
gönül ehlini
hanım göçer ahirete
çocuklarda evden yuvadan uçunca kalırsın
tek başına
halden takattan düşersen
kalırsın bir başına
daha önce dostum dediklerin
bir serap bir rüyaymış demek
bilmemki yalan dünya sana ne desek
amcamın başında takkesi
oturmuş bir köy kahvesine
bel bükük oturmuş sandalyesine
derdini anlatmaya başladı
derdine gurban olduğum
aklına geldi
bir fotoğraf ve film makinesi gibi
o hüzünlü resim kareleri
bir ağladı beni de ağlattı
derdine yandığım
Zaman tez gitti tez
bir su misali ömür
bende hiç kalmadı artık heves