Sen bende kaotik bir miladsın
Zagros’u yakan ateş,
Dicle ile Fırat arasındaki arafsın
Elinde namlusuyla dokuz doğuran bir anasın
Bir şiirsin ,eylemin ön safında
Göğsümde kutsal bir duman,
Apolitik bir iççekişsin
Avuçlarında ,çoğaldıkça ölen bir savaş var
Sen feodal yanım,sıvasız bir duvarın önünde çay arayan ellerimsin
Muhaf bir iklimsin , gökyüzünden
Çok tanrılı bir dinsin bardağımda
Hem bardağa taparım hem sana
Ezelden küskünüm şehirlere
Ezelden suskunum yeryüzüne
Sen bende örgütlü bir sessin

Acımı harmanlayan bir isyansın
Uyurken dudağımda açan ince bir gül dalısın
Zıtlıkların savaşısın fikrimde
Ruhumdaki korkunç bir diyalektiksin
Hırsımsın,toprağı delen
Körpecik bir umutsun göğsümde uyuyan
İllegal bir slogansın
İşte devrim!
İşte Aşk!



Yaşamın akış hızısın,beni savuran
Şarabı kavunla içtigimiz günleri hatırla
Hatırla tezi,antitezi ve bu sentezi
Acımız ,sırtımızda
Yol uzun
Döner devran
Kısalır yollar


Bir resim çizerdin
İçinde biz olmayan
Aslında biraz vardık çoktan
Usumda uzak bir çölüm
Diri bir akarsu var gövdemde


Korsan bir sevişmedir ,hatıralar
Gözlerin bana eski bir sabahı anımsatıyor
Şafaklar doğurduğum geceleri
Her gün yeniden yaşamak için
Aslında biraz ölü biraz diriydim


Loş bir pervazda bekle beni
Acıyı ve aşkı
Kederi ve ölümü
Bekle !
Yıldızları sayalım
Lakin, gökyüzü geniş
Hasret uzun
Evren derin mi derin
Yıldızları sayıyorum
Seni hiç bu kadar yakın görmemiştim..