2
Yorum
8
Beğeni
4,3
Puan
194
Okunma
Dünyanın bütün sabahlarına iki biletim vardı
hem de can kenarı.
Bilirdim seversin canımın kenarında dolaşmayı yalın ayak.
Bilirdim seversin ömrümün üstüne basa basa yürümeyi.
Oysa ben sana uçsuz bucaksız bir derya dilemiştim.
Dert yok
Hüzün yok
Ayrılık yok...
Seni bunlardan arındırıp bir şiir naifliğiyle sevmiştim.
Ben Ankara’ydım. Sen getirmiştin bana denizi.
Her sabah sesinle birlikte yüzüme vuran o tuzlu yosun kokusu yok artık.
Gülüşünle evimin içinde yankılanan martı sesleri,
Gözlerin gözlerime değince cihanı aydınlatan deniz feneri...
Şimdi her biri uzak bir alfabeyle yazılmış şiir gibi,
Okusam da anlayamadığım...
"Kelimeler birbirini bulmaz onları birleştiren cümlelerdir" derdin, şimdi hangi cümlenin gizli öznesisin,
Yüklemini hangi fiille çekimliyorsun benden aldığın ah’ların...
Gözlerimi kapatsam bitecek gibi herşey bu şehirde
Ama ben geceye sığınmak istemiyorum
Çünkü biliyorsun ben en çok da bu şehrin ışıklarını seviyorum
Gözlerini anımsatıyor gecenin bir yarısı
Ne şiirim kaldı, ne denize özlemim ne deniz fenerim.
Herşeyi alıp gidişine eyvallah da
Bari bıraksaydın gözlerinin bir kopyasından.
Ne deniz feneri,
ne kuzey yıldızı,
ne tuzlu yosun kokusu,
ne deniz dalgası ne yağmur damlası...
Bir bir eriyor bana yol gösterecek tüm objeler...
Artık şiirlerde anlam, uzak bir ülke en ütopyasından...
Emreİnan
5.0
67% (2)
3.0
33% (1)