2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
194
Okunma
Bakır Umutlar
Yarını Yok Eden Dünya
Bir filmden ibaret değildi hayat,
Masalda değildi yaşananlar.
Kayıp hayatların yazılmamış hikâyesi,
Düştüğüm kavganın ateşi.
Çıplaktı gökyüzü,
Soyunmuştu maviden güneş.
Gün dipsiz bir karanlığa çökmüştü.
Birbirine karışan çığlıklar
Doluyordu uçurumlardan.
Göz gözü görmüyordu.
Ayaza kesmişti hayat,
Yaşam dediğin nedir ki?
Bir avuç toprak…
Bir bugün değildi dünde,
Acımızın renginin adı yoktu.
Yarını yok eden dünyaydı.
Can evinden vuruldular
Az önce kuşlar, çocuklar.
Hiç yaşanmamış gibi
Siliniyordu izler zamansız.
Gelmiş bahar, geçmiş yazlar,
Habersizdik mevsimlerden.
Bir köçek havasında rüzgâr,
Bir o yana bir bu yana.
Ölümün acı kırbağı dokunuyordu
Körpe tenlere.
Sen sus!
Yarını yok eden dünya!
Bir yanımız sürgünde tutsak,
Bir yanımız kayıp bir mezar.
Ölüm sarmıştı bir kere teni,
Üşüyordu düşsüz hayallerimiz.
Avuçlarımızda kayıp giden umutlar,
Uyanmadı yarım kalan hayatlar.
Ve zamansız durdu hayat.
Bir ölü kadar sessizdi şiirim.
Sen sus!
Yarını yok eden dünya!
Bu ne kadar kirli bir ihanet!
Gizli saklı yalanlar ve sahte baharlar
Geçiyor izlerimizin üzerinden.
Düşlerimiz ve hayallerimiz gibi,
Sevdamız da esir düştü
Hain bir pusuda.
Mavi değildi artık düşlerimiz,
Kızıl değildi hayallerimiz.
Ama yeşermekteydi ekilen umutlar.
Bir buluda değildi gözlerimiz,
Hüzünlü yaşlardı akıttığımız.
Titriyordu dudak arasında
Islak ıslak çığlıklar,
Kör bir karanlığın koynunda.
Kar borana karıştı bahar kokumuz,
Yaşam dünden ağırdı bugün.
Sen sus!
Yarını yok eden dünya…
5.0
100% (1)