8
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
206
Okunma
...........
Gecede bir yıldız kaydı,
kimse görmedi,
çünkü yıldız,
yokluğun tuhaf kokusuyla yansıdı göğüme.
Benim yıldızım,
toprağın içinde kayboldu,
göğüs kafesinden sıyrılıp,
kanla kararmış bir gökyüzüne dönüştü.
Vatan dedim, bir zamanlar hayalini yaşadım,
şimdi o hayalin
gözlerimde kalan dumanı,
ağlayan çocukların yüreklerinde kaybolmuş.
Zeytin ağaçları vardı,
gövdeleri kocaman,
şimdi o ağaçlar da sustu,
ve ben,
gölgesine gizlenen bir kadın olarak,
toprağımın kollarında
daha fazla hayal kuramıyorum.
Savaş, bir rüzgar gibi esti,
barut kokusu içinde kayboldu.
Gözlerim nehirlerden akan kanı gördü,
çünkü her adımda,
bir çocuğun sesi sönüyor.
Zaman kaybolmuş,
savaş ise orada,
evlerin enkazında bir hatıra gibi duruyor,
ve biz,
ne zaman bir başka nefes almak istesek,
yine kaybolan bir çığlık oluruz.
Çocuklarımın ellerinde,
kanlı bir kalp vardı,
savaşla büyüdüler,
bir avuç ekmek için
yeryüzünde yer kalmadı.
Açlık,
gözlerimde büyüyen bir dev gibi,
bize her an daha fazla acı verirken,
toprağım,
yüreklerimle birlikte kuruyor.
Bir zamanlar evim vardı,
odalarımı saran duvarlar
sevinçle doluyordu,
şimdi,
o odaların içinde
sadece bir kadın var,
gözlerinde kaybolan çocukların sesi,
ve kulaklarında çınlayan
her kaybedişin yankısı.
Benim halkım var bir zamanlar,
ellerinde tuhaf bir direniş vardı,
şimdi sadece toprakları kaldı,
ve o topraklar,
bize sırtını döndü.
Bizi,
yokluk içinde bir hayalet gibi unutacaklar,
unuttukları şey,
bizim içimizdeki savaşın
gözlerindeki ateş olduğunu asla bilemeyecekler.
Ve biz, Gazze’nin kadınları…
Sabrın, direnişin, suskun çığlıkların ta kendisiyiz.
Toprağa her düşüşümüz, yeniden doğuşumuzdur.
Peri Feride ÖZBİLGE
22.04.2025