0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
71
Okunma

Bir Yiğit Geçti Bu Çağdan”
Geceyi yırtan bir yıldız gibi,
Sessizce süzüldü gök kubbemizden.
Adı Muhsin’di, özü serin bir dağ,
Bir yiğit geçti bu çağdan, iz bırakarak hem de derinden.
Kuru kalabalık değildi onun dostluğu,
Eğilmedi rüzgâra, sapmadı yolundan.
İnandığı neyse oydu alnının yazısı,
Bir yiğit geçti, dik durdu son anına kadar.
Dillerinde değildi hakikat,
O, kalbinde taşıdı her kelimeyi.
Sözün eriydi, gözünü budaktan sakınmazdı,
Bir yiğit geçti, sustuğunda bile haykırdı yüreği.
Ne saraylara meyli vardı,
Ne de menfaatin soğuk gülüşüne…
Alnı ak, vicdanı pak,
Bir yiğit geçti, başı dik bir ülkenin sessiz yürüyüşünde.
“Üşüyorum” dedi, dağlara veda etti,
Bir bahar günü karla sarındı bedeni.
Lakin unutulmadı, unutulamaz zaten,
Bir yiğit geçti, sonsuzluğa erdi sanki ebedî.
Şimdi dualar yükselir her nisan başında,
Bir fotoğraf kalır elimizde, bakışları uzak.
Ne koltuklara sığdı, ne de cümlelere,
Bir yiğit geçti, ardından suskun kaldı sokak.
Biz kalanlar hâlâ arar gözlerini,
Bir duruştu çünkü, bir umuttu adı.
Tarih eğilirken nice rüzgârlarla,
Bir yiğit geçti, dimdik kaldı...
Hamit Atay Kalbinizin Sesi