0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
105
Okunma
Bir dağ başı gibi sessiz ve vakur,
Hasan’dı adı, gönlüydü gurur.
Sivas İmranlı’da açtı gözünü,
Eskidere köyü yazdı sözünü.
Otobüsle düştü Ankara yolu,
Ne Türkçe bilirdi, ne gönül dolu.
Ama kalbinde bir kor gibi sevda,
Dokuz yaşındaydı okulda, rüya.
Orta iki bitti, kader yol çizdi,
Almanya çağırdı: “Gel bana,” dedi.
Berlin sokakları dilsiz, sessizdi,
Hasan daha on altı, dertle bezdi.
Almanca yoktu, elinde kalem,
Bir defter açıldı: Yazmaya gerek.
Kelimeler geldi gönül içinden,
Şiirle sarıldı dertli geçmişten.
Yetmiş sekizde buluştu aile,
Anneyle, babayla doldu hane.
On dört aileye omuzda yük var,
Bir meslek gidecek, ama yürek var.
Ekmek davasıydı, aşla imtihan,
Kardeşlere destek oldu her zaman.
Sekiz yıl geçti, evden ayrıldı,
İki oğluyla başka bir yurt kurdu.
Eşine, evine verdi kendini,
Oğullar büyüdü, geçti engeli.
Biri hukukçu, diğeri diş hekim,
Baba duasıyla açıldı iklim.
Zamanla kayıplar, içte bir yara,
Kimi gitti erkenden sonsuz kara.
Ama Hasan durdu, metin ve yiğit,
Her bir mısrasında yaşar bir şehit.
Şimdi der ki yürek: “Ben gidersem eğer,
Kim yazar ardımdan bir güzel değer?”
Biz yazarız üstad, sen rahat ol git,
Mısralar kalacak, adınla ümit.
Sen ki gönül ehli, kelâm ustası,
Yaşarken yazdın sen dostluk yasası.
Bir gün toprak seni sararsa bile,
Destanın okunur dost meclisinde.
Berlin Nisan 2025
Pevruzi Hasan