Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Genç Türk
Genç Türk

Koca Seyit Ali onbaşı

Yorum

Koca Seyit Ali onbaşı

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

212

Okunma

Koca Seyit Ali onbaşı

Koca Seyit Ali onbaşı kimdir

Asıl adı Seyit Ali Çabuk olan Seyit Onbaşı, 1889 yılında Balıkesir’in Havran ilçesinin Çamlık Köyü’nde dünyaya gelmiştir. Yoksul topraksız bir köylünün çocuğu olan Seyit, 1909 yılında, yirmi yaşında askere alındı. 1912 yılında Balkan Savaşı başlamıştı. Seyit, o zaman üç yıllık askerdi. Balkan Savaşı’na katıldı. 1914’de Birinci Cihan Harbi patlayınca, Seyit, terhis edilmedi. Topçu eri olarak Çanakkale’ye gönderildi. İri yarı çok güçlü olan Koca Seyit, burada Rumeli yakasında ki Kilitbahir’in 28’lik Rumeli Bataryasında topçu eri olarak vazifeliydi.

18 Mart 1915 tarihinde, İngilizler’in "Ocean" zırhlısı Çanakkale Boğazı’nı zorluyordu. Saat 5.30 sularında Müttefik filosundan bazı gemiler kendilerini son dakikalar zarfında fazlasıyla taciz eden Rumeli Mecidiyesi’ni susturabilmek için, çok şiddetli bir ateş altına almışlardı.

Seyit, denize doğru baktı; düşman gemileri karaya iyice sokulmuş taretlerinden alev ve duman yükseltiyordu. Seyit önce gemilere, sonra topa ve nihayet yerde duran 215 okkalık (yaklaşık 275 kilo) mermiye baktı. Kendi deyimiyle mermi ona "Beni namluya sür" diyordu.

Koca Seyit mermiyi sırtına vurdu ve sendeleyerek topa doğru yürüdü merdiven basamaklarına ayağını attı, güç halle mermiyi namluya sürüp kamasına kapaladı. Namluyu geriye doğru çevirip mesafeyi bildiği gibi ayarlayan Seyit bir besmele çektikten sonra topu ateşledi.

İlk mermi uzun düştü. Bir tane daha getirip namluya sürdü. Bu defa ki de kısaydı. Fakat üçüncü mermi en öndeki geminin kıç tarafında ve su kesiminde patladı. Ve düşman gemisinden yoğun, kara bir duman yükseldi.

Koca Seyit’in tek başına sırtında taşıyıp topuna yerleştirdiği mermiyle vurduğu savaş gemisi Ocean’dı. Bu İngiliz gemisi Boğaz’ın sularına daha doğrusu tarihin derinliklerine gömüldü.

Cevat Paşa, Koca Seyit’in 275 kiloluk top mermisini sırtında taşırken resminin çekilmesini istedi. Fotoğrafçı geldi, hazırlıklar yapıldı. Seyit’in mermiyi o günkü gibi sırtında taşıması gerekiyordu. Ama Seyit ne kadar zorlandıysa da boşuna, bir türlü mermiyi sırtlayamadı. Demek ki işin sırrı bambaşka bir şeydi. O durumda mermiyi sırtında alması gerektirecek şartlar yoktu ve bu gösteri olarak yapılabilecek bir şey değildi. Bunun arkasında yatan bambaşka bir güç vardı.

Bunun üzerine tarihe mal olan o büyük başarının bir belge olarak tesbit edilebilmesi için tıpkı o mermi büyüklüğünde tahtadan bir mermi yapıldı. Koca Seyit o mermiyi sırtına alarak fotoğrafçının karşısına geçti.

Peki, sonra Koca Seyit’e ne oldu?

Pek çok isimsiz kahraman gibi Koca Seyit (Seyit Çabuk) hizmetleri de vazifesini hakkıyla yapmış olmanın huzuruyla savaşın ardından köyüne döndü. Bir müddet geçimini temin etmek için odun kesip sattı. Daha sonra Havran’da bir zeytin fabrikasında hamallığa başladı. Bu sırada üşüttü ve vereme yakalandı. Adı tarihe altın harflerle geçen kahraman, veremden kurtulamayarak hayata gözlerini yumdu. Alıntı

Emine ile Abdurrahman oğlu
Aslan Koca Seyit Ali onbaşı
Balıkesir, Havran Çamlık o köylü
Aslan Koca Seyit Ali onbaşı

Çanakkale Cephesinin bir eri
Düşmanlara dedi gelin bir beri
İngiliz’i (Ocean) vuruyordu bir seri
Aslan Koca Seyit Ali onbaşı

İngiliz’e planlarını yedirdi
Haçlıların başlarını eğdirdi
Çanakkale Savaşı’nın yiğidi
Aslan Koca Seyit Ali onbaşı

Altın harflerle tarihe kazdırdı
Çanakkale’miz geçilmez yazdırdı
Şairi de korkma sönmez yazdırdı
Aslan Koca Seyit Ali onbaşı

Muzaffer Önler/:Elazığ

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Koca seyit ali onbaşı Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Koca seyit ali onbaşı şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Koca Seyit Ali onbaşı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL