1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
145
Okunma
Vur sazın teline, çekesin özünü içine,
Hasretin ateşi düştü bak her gözüne.
Saçlar ağırmış yıllar vurmuş yüzüne,
Gönül yanar hâlâ eski yılların sözüne.
Yollara diz çöktüm, bekledim seni,
Her geçen günlerin çimde oldu sızı.
Dostlar dem tutarken andım ismini,
Gecelerde yandım, sabahlar soğudu.
Ne mevsim teselli etti, ne kuşun sesi,
Yokluğu çökmüştü bir çınarın beresi.
Sanki durmuş zaman, donmuş nefesi,
Sensiz geçen ömrümün kederli acısı.
Şimdi geldin ya işte bak açtı baharım,
Gönül sazı çalar, telin sesine yanarım.
Hoş geldin dostum, özlemin kararım,
Gönüllerde sevgi, dilde hep sevdalım.
Bir fincan muhabbet bin yıla hatırdır,
Dost meclisin cenneti, yâr sözü sırdır.
Yürekten kopanlar hep aşkla yazındır,
O tutan el değil, gönül tutan kalemdir.
Ne güzeldi o dağların mor sümbülleri
O topraklarda atılmış çocukların adımı
Tozlu yollarda yankılanan kahkahlardı
Dertli şairlerin dilleri yürekleri yakandı
Bayram sabahı özenle giyilen giysileri
Balkondan gelen enfes yemek kokuları
Köy meydanında kurulan dost sofraları
Hepisinin değeri gönüllere sinmiş gibi
Yazın köy çeşmesinde içtiğim suyuma
Güneşine havasına taşına toprağıma,
Bağrında büyüdüğüm köyün yarınına
Canı güzel eskidere dosta selam olsun
Berlin Nisan 2025
Pevruzi Hasan
5.0
100% (2)