Bir şiir yazmak istiyorum dokunulmadan, gözlenmeden, müdahale edilmeden.
Bir hayat kurmak istiyorum şiirimle birlikte dokunularak, istediğimde ortaya çıkarak, işbirliği ile
Bu masmavi gökyüzü, öğleden sonra vakitlerinde gökten inen melekler misali yeryuvara gelen hüzme
İşte o hüzmenin tam altında olmak isterdim bir otobüs yolculuğunda veya bir arabada giderken şahit olduğumda
Fazlam yok eksiğim var, her fazlalığımı sızdırmışım gitmiş haybeye
Veya dinlememek kesinlikle büyüklerin sözünü, büyük deyince babaannem
kokusu deyince babam, çayıra çimene salmak deyince annem
Düz götürebildim kendimi, muaf tutulabildiğim her ders kadar
Yada muaf olabilirmi insan bir dersten demekki geçer not almışızda yüreğimiz sağlam kalmış
Ama neydi o ayağımı ilk tökezleten taş ve geçmişin bütün doğrularını silen
Demekki geçmişten gelen bir şeydi o taş o tökezleme
Önce tökezletti sonra dört yönüm, aşağım yukarım oldu
Delillerim var hakim bey her ne kadar mevzu bahsi dokunmasada bir yere, dokundu gönlüme ve beynime
Yetmezmi bu dünyada ilk muaflık kağıdını almaya aday olan bana
Gel gelelim ben öyle deli falan değilim, yani artık değilim
Deli olduğum zamanda bile kendi kendime konuşmazdım ama içimden hep sayıklardım hep dökerdim ortaya, içinden okunan bir kitap misali
Sahi ben okudumda kim dinledi içinden, benim içimden kendi içine
Ozamanlarda hayal edişi bile şaşkın olan kişi, şimdi der kafasını vura vura keşke zamanında büyüklerimin...
Günlük tutmadım hiç, tutsaydım öncelerin bir belgesi olur sanıyorsan eğer olmazdı
Çünkü ben küçükken büyük bir kişi gibi ’’yok öyle şeyler çocukluk hayali’’ diyecek kadar ahmaktım
Keşke iyi analiz edebilseydimde ozamanlarda kurcalasaydı kafamı-> der bu aklını boşyere satan kişi
Bir kazancım olsaydı unutmazdım elbet çünkü o kazanç damgalardı beni en görünen yerden ve saklamaya çalışırdım
Saklamaya çalışırdım ruhumun ederinden üstelik iskonto verişimi
Ama ben bilemedim işte ’’küçükken küçük olsaydın be ya adam sende’’şimdi o küçüğü kurtarmak okadar zorki
Ama benim bir bildiğim vardı bir bilinmezi bilme isteğimi bildiğim o anı
ve kararını ben veremem ama küçük yaşta içtiğim ya ucuz ya ederi kafi içtiğim o esriten şaraplar
Umardım şarap içilen yerleri bulmayı
ve bulduğumda içtiğim bir yudumdan sonra neden o hep beni başka yere çağıranlara giderdim ’’onu artık bilirim’’ okadar sene geçmiş be adam sende, kişi ileriden geriye gerideki gibi bakmaz ileride durduğu yerden bakar.
Gerideki gibi baksaydım geriye hala büyük adam olurdum
Şimdi çocuk, olmaz hayallerin içinde, büyük adamken içine girdiğim zindanlarda şimdi çocuk olarak bakabiliyorum hayata.