1
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
251
Okunma
Yine bir Pazar günü Pazarı
On bin atlı kovalar sanki yetiştirmek için tabakhanelerine
bolca pazarlık
Niye benim ruhum satılırmış gibi gelir
Demek eşyanın hakikatı bu imiş
Sebzesinden meyvesine ruhuna işleyen hileli terazi
hileli diller
Her pazar günü bu pazarın akıbeti benim parmaklarımdan akıcak
Ne gerek var maceraya meyveni ye otur köşeye işte
Böyle öte dünya manaları yüklemek ne hacet
Yoksa dünya zevkli dönmüyormu öyle ?
Tadıma bakan çok diyeceğim ve tadı nasıl geldi diyeceğim de
Ben benden gideli uzaklara gözlerim bakar ufukta kendini arayış
Sen birde onun tadına baksan kana susamış vampir gibi kuduz dolaşır
E belkide onun tadını aldığından bu Gel Abi Gel Abla ruh-ül pazarı
Üstünde yazmayan etiketin ağızdan çıkış payı
Nede olsa bir bozacı bir şıracı pazarı
Acaba alan da satıyormu öyle yoksa ben çok mu cahil kalmışım ?
Bir sebebi varmış bütün bu olanların
Medyanın siyasetin ahlakın sanatın
Biz sebeb sonuç zincirine kaçak halka ekledikten sonra çakmışız köfteyi
Anlıcağın şaşırmak en büyük yük imiş insanın boynuna
Şaşırdığı yerden nasıl çıkıcak acaba güneşin ve ay’ın birbirini kovaladığı en içten huzura