8
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
268
Okunma

Aynı cümleler ve fakat yok ruhu
Bakışlar doğru yönde, esintisi yok mu?
Ve eller ki uzanır, neden öyle soğuklar?
Biz mi zemine ağırız yahut istenmeyen mi
Her şekilde seven, sayan, hazla yaşatanlar
Manzaraya rengi katanlar neredeler?
Onlara yük değildi hizmet, yaşanırdı rahmet
İçten güler, kalpten dilerlerdi cümlemize
Doğmamış gülüşe, vah ki faili meçhul güne
Arasak güpegündüz ellerde mumlar, kandiller,
Ne yazık ele geçmez, geri de dönemezler
Gönle ilâc gibi gelenler yok, neredeler?
Usuller eski de olsa, insanlık saçardı ışık
Beden, akıl, ruh doyardı, al nasibi kaşık kaşık
İçimizde kocamandır boşluk, ne yazık
Onlarla yaşanmış o en güzel perdeler
Yarına var olmaya ilhamdılar, neredeler?
Bir gidenler silsilesiymiş bu pek acı
Unutulmaz derince izlerdeler, dilde adı
Ey ecdat, bak şu halimize savruluştayız
Daha ölmedik ancak, bil ki kavruluştayız
Biteviye özlemle bizler dünleri arayıştayız.
Bir haz ayarı vardı hayatın, bozuldu
Ya sivrildi kibirle ya da aşındı sınırı
Edep utandı, bilgelik rafa kalktı
Eski kafa denildi, modernite dayattı
Dünde galip düsturu, insanlar tez unuttu.
Şu ele alınmaz, avucaysa hiç sığmaz
Tartsak iyi ve kötüyü adil hakem bulunmaz
İşte böylesi nefsi arzulardan böyleyiz
Her şeye ulaşsak da asla yitinmeyeniz.
Boş olsa da cepleri gönülde zengindiler
Her nimeti bölüşüp Hak’ka şükredendiler
Elbiseler eskiydi, içindeki değerdi
Yaldızlı atlas olsa, bize ilham mı verdi?
Bize gülü sevdiren, vefayı işleyenler
Açmıyor bahçede gül, sorarım neredeler?
Oğuzhan KÜLTE
5.0
100% (13)